Şehit kanları ile alınmış vatan, para ile satılamaz. Topraklarımız ve devletimiz peşkeş çekilemez. Nüfus dengesi değiştirilemez. AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütünün vatanı peşkeş çeken kararlarına, uygulamalarına Türk milletinin ve hukuk sisteminin rızası yok.
Türkiye’den gayr-i menkul almak suretiyle aynı zamanda vatandaşlık alan, almayı düşünen kişiler, Türkiye’de sosyal medyadaki tavırlara, öfkeye, isyana bakarak bile, ne kadar hatalı bir iş yaptıklarını ya da yapacaklarını birkaç on dakika içinde kesinlik seviyesinde anlayabilirler.
Türkiye’nin vatandaşlığının para karşılığında satılmasına da Türkiye’de gayr-i menkullerin yoğun oranda yabancılara satılmasına da bu milletin rızası yok. Hiçbir zaman da olmayacak. Bu milleti ve devleti kasten çökertmeye dönük olan onlarca vahim AKPKK uygulamasından biri de budur ve buna ilk fırsatta karşılık verilecek. Bu millet Filistinliler gibi olmak istemiyor, olmayacak. Burası Türk yurdudur ve öyle de kalacak. Bu ülkede büyük oranda nüfus ve tapu değişmesine asla izin verilmeyecek. İktiza ederse bu hususta harbe bile girilecek, devletleri bile karşımıza alacağız. Bu nedenle, hiç kimse kendi devletine de güvenerek AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütüne para kaptırmasın. O verilen paralar devletimizin hazinesine değil, AKPKK militanlarının ceplerine ve çalıştıkları Mason teşkilatının kasalarına giriyor.
Bilinmeli ki biz AKPKK’nin hemen sonrasında, Suriyelilere verilen vatandaşlıkları da gayr-i menkul satın alınmak suretiyle başka yabancılara verilen vatandaşlıkları da tek hamlede iptal edeceğiz. Satın aldıkları gayr-i menkullere de devlet olarak el koyacağız. Yapılan işlemin baştan hukuksuz olduğunu, milli güvenliğin söz konusu olduğunu, halkın tamamının buna karşı olduğunu, uygulamanın demokrasiye de hukuka da uygun olmadığını ifade edeceğiz. Vatandaşlık alanların bunu bile bile yaptıklarını, bu riski göze aldıklarını ifade edeceğiz. Yine de yaptıkları ödemeleri geri almalarının hukukun gereği olduğunu açıklayacak ve paralarını AKPKK organize suç örgütünden geri almalarını söyleyeceğiz. Ya da şöyle de yapabiliriz. AKPKK sonrası Türkiye’sinde bu geri ödemeleri sıraya yazarız. AKPKK’nin sebep olduğu onca zarar ziyan telafi edilebilirse, sıra da bu hususa gelirse, bu kişilerin paralarını da elbette iade ederiz. Sıra gelmezse, bu milletin türlü maddi ve manevi zararları telafi edilemediği gibi, parayla vatandaşlık alacak kadar alçalmış o kişilerin de zararları telafi edilememiş olur.
Ben Arap şeyhi, Yahudi, Mason, Satanist, ABD’li, İngiliz, Çinli, Fransız, Alman diye ayırt etmem. Hukukun gereği ne ise onu yaparım. Kanal İstanbul meselesi de dahil olmak üzere her meselede her zaman açıkça olacakları ifade ettim, ikaz ettim. Bu ülkeden peşkeş çekilmiş bir karış toprağı bir yabancıya bırakırsam adım da mfs olmayacak, isteyen istediği şekilde ad takabilecek. Bu meselede bu kadar hassas ve bu kadar kararlıyım. Buna mani olmak için karşıma çıkan şahısları/patronları, holdingleri değil devletleri bile yıkacağım.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
Günlük arşivler: 21 Nisan 2022 - 23:13
Sarmat da Putin’i ve suç ortağı Biden’ı kurtaramaz
Muhatabı açıkça ifade edilmeyen hiçbir tehditi üzerimize alınmıyoruz ama şunu açıkça ifade etmek isterim ki iktiza ettiğinde Sarmat füzelerini Putin’in gözüne sokabilecek tekniklere sahibiz. Hatta suç ortaklarından Biden’ın ve Şi’nin de benzeri füzelerini gözlerine sokabiliriz.
Anlaşılan o ki donanmasının amiral gemisini, gerçekte ne yaşandığını doğru düzgün anlayamayacak ve anlatamayacak surette kaybetmiş olan Putin’in, muhakemesi de Moskova gemisi kadar batık bir halde…
Putin karakteri ile danışıklı dövüşen ya da gerçekten dövüşen bütün taraflar bilmeliler ki biz Putin diye birini tanımıyoruz, neler saçmaladığı ile de pek ilgilenmiyoruz. Onun gerçekte neler yapabileceğini ve yapamayacağını ondan daha iyi seviyede/kesinlikte biliyoruz.
Dünya siyasetindeki biyonik robotlardan da bunların bilmem kaç tane ülkeyle beraber çevirdiği danışıklı dövüşlerden de epeyi sıkıldık. Hep aynı numaralar, hep aynı numaralar…
Ukrayna askerlerini bir fabrikada sıkıştırmışlar da imha etmiyorlar. Hiç değilse çevirip teslim almıyorlar. Ölen o kadar Rus askerini de hiç umursamıyorlar. Çin tutmuş kendi vatandaşlarını canice nakite çeviriyor, Rusya tutmuş da danışıklı dövüştüğü batılılarla savaş tiyatrosu sergiliyor, sonra biyonik Putin çıkıp böyle muhatabını açıkça ifade edemediği ve hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği tehditler savuruyor. Her şeyde bir mantıksızlık, tuhaflık ve soru işaretleri dolu olduğunu yığınlar fark ettiler.
An itibariyle, bu danışıklı dövüşlerin arka planında, Çin ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde olağanüstü seviyede insanlık suçları işleniyor ama dünya hukumetleri susuyor. Danışıklı dövüşlere ortak oluyorlar ya da seyirci oluyorlar. Her iki davranış da idamlık suç. Bu tiyatroların daha fazla devam edebilmesi ya da arkasındaki vahşi gerçeğin daha fazla gizlenebilmesi ise hiç mümkün değil. Bu güne kadar kara paralarla büyütülmüş ya da ayakta tutulmuş liderlerin, hükumetlerin ve devletlerin daha fazla ayakta tutulabilmeleri ise hiç mümkün değil. Yeni dünya düzenini Ankebut Ağının istediği gibi değil, bizim istediğimiz gibi tesis etmeye çoktan başladık. Biz kazanan, zaman lehine işleyen taraf olduğumuz için sakiniz, sessiziz ama karşımızdakiler öyle değiller, öyle olamazlar.
Amiyane tabirle ifade edilirse nalları dikmişler, sonu görmüşler, çılgınca risklere girerek ayakta kalmayı deniyorlar, mantıklarını ve kararlılıklarını kaybetmişler, hepsinde endişe hakim ve bu anlarda bile olmadık tehditler savurabiliyorlar. Son bir darbelik güçleri kaldı ve dediğim gibi o darbeyi almalarına ramak kaldı. O darbe, benim siyaset sahnesine açıkça çıkışım olacak…
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi