Yıllar önce yazmıştım, deprem olmadan da dev dalga (tsunami) olabiliyor. Üzerine biraz zaman geçince ayrıca yazmıştım, dünyamızda bulunan uzaylıların elinde bulunan bazı araçlar, deprem yapmadan da dev dalgalar oluşturabiliyorlar. Yine yazmıştım, Poseydon diye anılan şey de bir tanrı değil, uzaylıların yüksek teknoloji ile imal ettikleri, denizleri yönlendirebilen bir araçtı.
Günümüzde de bu gibi araçlarla medcezir dengelerini hedef bölgelerde bozabiliyorlar ve hedef bölgenin sahillerinde yüzlerce metreye kadar deniz çekilmeleri görülebiliyor.
Dünyamızdaki hala insan kalmış bilim adamlarının, yani hem öldürülüp de yerine biyonik robotlarla geçilmemiş hem de ahlakını, vicdanını kaybetmemiş bilim adamlarının araştırması gereken meselelerden biri de şu: Nasıl oluyor da yer yüzünün bilmem ne kadar aşağısında okyanus kadar büyük su kütleleri toplanabiliyor. Dahası, nasıl oluyor da bu su, tuzlu su olabiliyor.
Bir diğer mesele de şu: Nasıl oluyor da yer yüzünün bir noktasının altında, daha önce bulunmadığı halde, kısa sürede çok çok fazla miktarda, bir şehri havaya uçurabilecek miktarda gaz toplanabiliyor.
Çok yüksek bilim ve teknoloji işin içine girmedikten sonra ne bu kadar sık ve tuhaf deniz çekilmeleri yaşanabilir, ne bu kadar sık ve tuhaf depremler olabilir, ne bu kadar hızlı bir kuraklaşma görülebilir, ne sık sık yunuslar ve balinalar karaya vurur, ne sık sık kuş sürüleri havada iken topluca ölüp yerlere düşer, ne bu kadar sık ve büyük orman yangınları yaşanabilir, ne depremsiz dev dalgalar (tsunami) oluşabilir, ne bu kadar sık sözde meteorlar düşebilir, ne de yerin altında tuzlu su okyanusları oluşabilir.
Dünyamızın tabii dengesine, yüksek bilim ve teknoloji kullanılarak sık sık müdahaleler yapıldığını kabul etmeyen hiçbir bilim adamı, dünyamızda yaşanan hadiselerin bilimsel izahını yapamaz.
Önümüzdeki günlerde bu gerçekler daha da net görülür olacak. Taraflar, ellerindeki ileri teknolojiyi öfkeyle ve çılgınca kullanacaklar. Neticesi olarak çok büyük afetler olacak, sık sık toplu ölümler olacak, dünya tarihine geçen hadiseler peş peşe yaşanacak.
Çünkü Türkiye, hem kendisini hem de bütün dünyayı kurtarmak için kuşatmayı yarıyor. Çünkü İstanbul kuşatmayı yarıyor. Çünkü İstanbul kısacık süre sonra “İşte buradayım” diyecek.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
Günlük arşivler: 4 Nisan 2022 - 20:59
Yeşil dayanışması
İki Adnan da biyonik robot. İkisi de aynı sistemin mensupları. İkisinin içinde de yeşillere çalışan uzaylılar var. İşin içindeki diğer soysuzlar da yeşillerden olan kişiler. Ali’ler de yeşillerdenler. Şu anlarda ise ahmakça bir planın işe yaramaz kısımları olarak ortada kaldılar. Yeşiller kendi dar ağaçlarını kendileri kurmuş oldular. Bana da ayaklarının altındaki sehpalara son darbeleri vurmak kaldı.
Ben bu son darbeyi çok sert şekilde vuracağım ve o vakit dengeler bozulacak, saha aşırı hareketlenecek. İstanbul ayağa kalktığında dünyanın dört bir yanında diz çökenler olacak. Diz çökmemek için direnen, çılgınca kararlar alanlar da olacak.
“Müjde”yi biyonik robot yapmak ise, ahmaklığın nirvanasıdır.
Dünya tersine dönmeye başlayacak
“Alnı çift çıkıntılı adam” dünyayı dolaşacak. Hesaplar şaşacak, planlar bozulacak. “Çift boynuzlu adam” son hamlelerini yapacak ve “Alnı çift çıkıntılı adam”ı yine de yenemeyecek. Öfkeden çılgına dönecek ve “içi boş adam”ların ölmesini isteyecek. Gece gündüze dönecek, ülkeler yer değiştirecek, şehirler aydınlanacak ama beyaz ev bile karalar bağlayacak. Sarı ırktan bir adam da mağlup olacak. O adamın saldırdığı şehir teslim olmayacak. Sonra “alnı çift çıkıntılı adam” naralar atacak ve az kelimeyle çok şeyler anlatacak. Dünya tersine dönmeye başlayacak.