Here we do not recognize them

A spokesperson for the US State Department said, “Don’t panic. Turkey is still a NATO country. In the Russia-Ukraine crisis, they didn’t go beyond the line we had drawn, and they cannot. Don’t pay too much attention to MFS, patriots. Turkey is making moves after us that confirms us, and is signing.” He may have said, he may have spoken in circles. However, as I have always stated, we do not recognize those who signed those signatures, nor do we recognize those signatures or documents. Because the signatories do not have any official documents and qualifications necessary from the very beginning to come to those authorities and fulfill that duty… Moreover, they were brought to power and held there by the unlawful interventions of the USA, European countries and Israel… Every day, every hour, who betrayed Turkish people and still continue to betray. What is incomprehensible to this? Let alone the official signatures and decisions taken recently and on the latest agenda issues, none of the signatures that have been made for a long time have anything that binds us. How many times do I have to tell you about this?

Even the first Turkish signatures, which enabled/approved Turkey’s official membership in NATO, were made by traitors. Those who signed those signatures on behalf of Turkey were not Turks either. They were Masons, secret Jews, secret Armenians. They were people working to the US, the UK, and the Cobweb Cult. They were people who had betrayed Turkey all their lives.

I wonder if Ned Price cannot see this obvious truth because he is a bionic robot, works with an artificial intelligence system, or does he not want to see this truth because he has a Gray alien inside working for the Grays England-based? The real Ned Price was also a superfluous person who had lost his mind due to Satanism, evil and meanness, and had unbalanced attitudes/outputs. Does the bionic robot that replaces him have to act so faithfully to the real Ned? At times can’t he act rationally, realistically, and considerately, doing what the real Ned Price couldn’t?

He can’t see or doesn’t want to see it or whatever… His own problems, we don’t care. We will not repeat and speak in circles.

We do not re-cog-nize

We are here in our homeland like lions. Let’s see them, see the traitors in Turkey working for them, see the bionic robots, see the members of the Masonic cult… Let’s see how they can make Turkey act like a NATO member despite us.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

İşte biz onları tanımıyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “Panik yapmayın. Türkiye hala NATO ülkesidir. Rusya-Ukrayna krizinde bizim çizdiğimiz çizginin dışına çıkmadı, çıkamaz. Mfs’yi, vatanseverleri fazla dikkate almayın. Türkiye peşimizden bizi tasdik eden hamleler yapıyor, imzalar da atıyor.” demiş olabilir, sözü de uzatmış olabilir. Lakin hep ifade ettiğim gibi biz, o imzaları atanları da o imzaları da evrakları da tanımıyoruz. Çünkü imzaları atanlar, o makamlara gelmek ve o vazifeyi ifa etmek için baştan beri gerekli olan resmi evraklara ve yeterliliğe sahip olmayan… Ayrıca baştan beri ABD, Avrupa ülkeleri ve İsrail’in kanunsuz müdahaleleri ile iktidara getirilip orada tutulan… Her gün, her saat Türkiye’ye ihanet etmiş ve hala ihanet etmeye devam eden kişiler. Bunun anlaşılamayan nesi var? Son zamanlarda ve son gündem konularında atılan resmi imzalar ve alınan kararlar bir yana, çok eskiden beri atılan hiçbir imzanın bizi bağlayan bir yanı yok. Bu hususu kaç defa daha anlatmam lazım?

Türkiye’nin resmen NATO üyesi olmasını sağlayan/onaylayan ve Türk tarafından atılan ilk imzalar bile, vatan hainleri tarafından atıldı. Türkiye adına o imzaları atanlar da Türk değillerdi. Masonlardı, gizli Yahudilerdi, gizli Ermenilerdi. ABD’ye, İngiltere’ye ve Ankebut Ağına çalışan kişilerdi. Ömürleri boyunca Türkiye’ye ihanet etmiş kişilerdi.

Acaba Ned Price biyonik robot olduğu için, yapay zeka sistemiyle çalıştığı için mi bu apaçık hakikati göremiyor yoksa içinde İngiltere merkezli grilere çalışan bir gri uzaylı olduğu için bu hakikati görmek mi istemiyor? Gerçek Ned Price da satanistlikten, kötülükten, adilikten ötürü aklını kısmen yitirmiş, dengesiz tavırları/çıkışları olan lüzumsuzun tekiydi. Onun yerine geçen biyonik robot, gerçeğine bu kadar sadık kalarak hareket etmek zorunda mı? Zaman zaman, gerçek Ned Price’ın yapamadığı şeyi yaparak, mantıklı, gerçekçi ve dikkate alınır tavırlar sergileyemez mi?

Göremiyor ya da görmek istemiyor ya da neyse ne… Kendi problemleri, bunlar bizi alakadar etmiyor. Sözü tekrar edecek ve uzatacak değiliz. Ta-nı-mı-yo-ruz…

Biz aslanlar gibi burada, vatanımızdayız. Haydi onları görelim, onlara çalışan Türkiye’deki vatan hainlerini görelim, biyonik robotları görelim, mason tarikatının mensuplarını görelim… Bize rağmen Türkiye’yi nasıl NATO üyesi gibi hareket ettirebiliyorlarmış, hep beraber bir görelim.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

What is it the benefit?

It’s a shame for the expense that the state has made with its resources. Despite the nation is hungry, destitute he went on a visit to Ukraine that would not change the outcome at all, whether he went or not. The whole world just watched, and he couldn’t stand upright there either.

It was the volume of trade, friendship, brotherhood… The whole world now knows that shopping with Ukraine, prostitution, drug, people, organs, children, babies… All kinds of black money transactions…

The whole world will figüre out and understand that there is a three-punch gray working for the British-based grays in the bionic robot Tayyip, and there is a three-punch gray working for the British-based grays in the bionic robot Zelensky. Their spouses are also from the same grays… It is a futile effort to try to pass the Grays’ effort/struggle for unity and solidarity against the Greens as “friendship and so called brotherhood between Turkey and Ukraine”. The era in which alien human species can now direct world politics, military and financial balances with bionic robots is over. Even the fact that dozens of countries have started to take a step back in the corona games is the manifestation of this. It’s over… Everyone has to accept that the era is over.

Besides, Ukraine is neither our friend nor our brother. It is not our ally. We are not brothers and friends with the people of Ukraine. May Allah forbid, we cannot be friends or brothers with a society that has abandoned morality, honor, justice and even humanity to such an extent and is likely to perish. The bionic robot Tayyip, which has a gray inside, cannot change these facts and these balances. Alien or earthly superiors who play him on the field cannot change these facts and balances.

Anyone who still has people left in Ukraine must leave. I’ve said this second time, it’s very unlikely that I’ll say it a third time. Ukraine is over…

It is intolerable that our state’s illegitimate, fake certificate, black money, traitor president, after saying “Putin will come to Turkey after his visit to China”, was officially denied. Years ago, Iran immediately and officially denied the Minister of Criminal Affairs(so called Foreign Affairs) , Solomon Soysuz, who lied that “we carried out a joint terrorist operation with Iran”. He is still held in that position.

It is not possible for a type of person known for betrayal, disgrace, indecency, black money, cruelty, lawlessness, and now a bionic robot, to still be at the head of this state. Turkey has to put Ukraine aside and fight to save itself as soon as possible.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Neye yaradı…

Şu devletin imkanlarıyla yaptığı masrafa yazık. Millet aç, biilaç iken, gitse de gitmese de sonucu hiç değiştirmeyecek bir Ukrayna ziyaretine gitti. Bütün dünya az önce izledi ki orada da bir dik duruş sergileyemedi.

Ticaret hacmiymiş, dostlukmuş, kardeşlikmiş… Bütün cihan artık biliyor ki Ukrayna ile yapılan alış veriş, fuhuş, uyuşturucu, insan, organ, çocuk, bebek alış verişi… Türlü türlü kara para işleri…

Bütün dünya şunu da iyice öğrenecek, anlayacak ki biyonik robot Tayyip’in içinde İngiltere merkezli grilere çalışan bir üç yumruk gri var, biyonik robot Zelensky’nin içinde de İngiltere merkezli grilere çalışan bir üç yumruk gri var. Bunların eşleri de aynı grilerden… Grilerin, yeşiller karşısındaki birlik olma, dayanışma çabasını/mücadelesini “Türkiye ile Ukrayna dostluğu hatta kardeşliği” olarak yutturmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Dünya üzerinde uzaylı insan türlerinin biyonik robotlarla artık dünya siyasetine, askeri ve mali dengelerine yön verebildiği devir bitmiştir. İşte korona oyunlarında onlarca ülkenin peş peşe geri adımlar atmaya başlaması bile bunun tezahürüdür. Bitti… Herkes kabullenmeli ki o devir bitti.

Ayrıca, Ukrayna bizim dostumuz da kardeşimiz de değildir. Müttefikimiz de değildir. Ukrayna halkı ile de kardeş ve dost değiliz. Allah korusun, o derece ahlakı, namusu, adaleti hatta insanlığı terk etmiş ve helak olası bir toplumla biz dost da kardeş de olamayız. İçinde gri bulunan biyonik robot Tayyip de bu gerçekleri, bu dengeleri değiştiremez. Onu sahada oynatan uzaylı ya da dünyalı amirleri de bu gerçekleri ve dengeleri değiştiremez.

Ukrayna’da hala insan kalmış kim varsa, orayı terk etmeli. Bunu ikinci kere söyledim, üçüncü kere söyleme ihtimalim çok düşük. Ukrayna bitmiştir…

Devletimizin gayr-i meşru, sahte diplomalı, kara paracı, vatan haini cumhurbaşkanının, “Çin ziyaretinden sonra Putin Türkiye’ye gelecek” demesinin sonrasında resmen yalanlanmış olması da tahammül edilesi bir şey değildir. Yıllar önce, “İran’la ortak terör operasyonu yaptık” diye yalanlar atan Suçişleri Bakanı Solomon Soysuz’u da İran hemen ve resmen yalanlamıştı. Hala o makamda tutuluyor.

İhaneti, rezaleti, hayasızlığı, kara paracılığı, zulmü, hukuk tanımazlığı, şimdi bir de biyonik robotluğu bilinen bir tipin hala bu devletin başında durması mümkün değildir. Türkiye, Ukrayna’yı bir yana bırakıp kendini bir an evvel kurtarma mücadelesi vermelidir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Köprü ve otoyollardaki soygun durdurulabilir

Hukuk profesörü Prof.Dr. Pelin Gündeş izah etti, köprü ve otoyollarda döviz cinsinden garantili ödemeler iptal edilebilir

1/ Köprü ve otoyollarda döviz cinsinden garanti ödemeleri iptal edilemiyor çünkü Londra Mahkemeleri yetkili deniyor. Aklıma bir yol geliyor. Milletlerarası Özel Hukuk Hakkında Kanun (no:5718) m.1’e göre bir sözleşmede yabancı hukukun seçilebilmesi için o sözleşmenin yabancılık…

2/… unsuru taşıması gerekmektedir. Bir sözleşmenin yabancılık unsuru taşıdığının kabulü için sözleşmenin milletlerarası ticaretin yarar alanına girmesi gerekmektedir. Bu yarar sınırlar ötesi mal ve para transferi gerektirir. Milletlerarası Özel Hukuk Kanununu-MÖHÜK’te..

3/… sözleşmelerden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukuk madde 24’te belirlenir. Her ne kadar m.24, 1inci fıkra hukuk seçimine izin verse de Kocasakal, Tekinalp ve Doğan’a göre bu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle MÖHÜK’ün uygulama alanına giren bir uyuşmazlık söz…

4/… konusu olmalıdır. Doktrindeki bu görüşe göre yabancılık unsuru bulunmayan bir uyuşmazlıkta tarafların yabancı bir hukukun uygulanmasını seçme hakları yoktur. Bu durumda seçilen hukuk hükümleri sadece sözleşme metnine dahil kabul edilir ve buna incorporation diyoruz….

5/… Ve bu hükümler ancak, Türk hukukunun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla uygulama alanı bulabilir.Yavuz Sultan Selim, Osmangazi Köprüleri ve Avrasya Tüneli vb diğer garanti taahhüt eden Şehir Hastaneleri vb sözleşmelerde yabancılık unsuru olmadığı kanaatindeyim….

6/…Çünkü milletlerarası bir ticaret yoktur. İnşaatlar Türkiye’de hatta Türk firmaları tarafından kamu yararı için yapılmıştır. Dolayısıyla sözleşmeler milletlerarası ticaretin yarar alanına girmemektedir. Özetle bu sözleşmelerdeki tüm döviz cinsi garantiler yok hükmündedir!

7/Hukuk seçimin geçerli olarak yapılmadığı hallerde uygulanacak hukuk MÖHÜK 24/4’e göre belirlenecektir. Buna objektif bağlama kuralı denir. MÖHÜK 24/4 bu durumda sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukukun uygulanacağını söylemektedir. Yani Türk hukuku!

8/ Ayrıca seçilen İngiliz hukukunun uygulanması Türk kamu düzenine açıkça aykırıdır. Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu m.5’e göre yetkili yabancı hukukun belirli 1 olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz; Türk hukuku uygulanır!

9/Ayrıca, doktrinde dava ikame şartı gerçekleştiğinde hukuk seçiminin geriye etkili olarak hüküm doğuracağı kabul edilmektedir! Yani geçmişte ödediğimiz paraların da hesabı sorulabilecektir!

10/ Ben ilgili kontrat maddelerini görmedim ancak bir önemli husus daha var. Yukarıdaki teknik değerlendirmelerimi İngiliz hukukunun seçildiği varsayımı üzerine yazdım. Ama eğer bu kontratlarda hukuk seçimi açık yapılmadıysa örtülü olarak İngiliz hukukunun seçimi halinde bu…

11/… seçim şüpheye yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olmak zorundadır! İngiliz mahkemelerinin yetkili kılınması, İngiltere’den hakem seçilmesi, dövizle ödeme yapılması hukuk seçimi yönündeki zımni iradeyi gösterebilir ancak bunlardan hiçbiri tek başına yeterli değildir!

12/ Ayrıca doktrindeki genel kabule göre sözleşmede İngiliz hukukunun seçiminin maddi geçerliliği (geçerli olup olmadığı) lex fori olarak Türk hukukuna tabi olmalıdır! Öte yandan tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları halinde (yani eğer İngiliz hukukunu seçtik demiyorlarsa),..

13/… sözleşmeye uygulanacak hukuku bulmak için objektif bağlama noktaları bulunur. Yani MÖHÜK m.24/4 devreye girer ve sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır.

14/ Peki MÖHÜK 24/4 ne diyor? Sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad mesken hukuku, ticari veya mesleki faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde…

15/.. yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak halin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde sözleşme, bu..

16/.. hukuka tabi olur. Peki karakteristik edim borçlusu kimdir? Bu kavramın yasal bir tarifi yoktur. Karakteristik edim kavramı doktrinde, akdi karakterize eden, akde adını ve ağırlığını veren, akde damgasını vuran ve hukuki özelliğini veren, diğerlerine göre daha rizikolu…

17/.. konumda bulunan edim olarak tarif edilmektedir. Bu konuda önerilen bir diğer kriter, para ödenmesine ilişkin edimin karakteristik edim olmayacağıdır. Mesela vekalet akdinde vekilin, kefalet akdinde kefilin, garanti akitlerinde garanti verenin, hizmet akitlerinde hizmet…

18/.. verenin, istisna akdinde eseri meydana getirenin, satım akdinde satıcının, kira akitlerinde kiraya verenin, karz ve ariyet akitlerinde kullandıranın, franchise akitlerinde franchise verenin, factoring akitlerinde factorun edimleri karakteristik edim kabul edilmektedir.

19/…İnşaat sözleşmelerinde müteahhidin üstlendiği edim bir eser inşa etmek, buna karşılık iş sahibinin karşı edimi ise belirlenen ücreti ödemektir. Sözleşmenin ağırlık noktasının meydana getirilecek inşaat olduğu gözetildiğinde karakteristik edim borçlusunun müteahhit olduğu..

20/… sonucuna varılacaktır. Roma Konvansiyonu’na göre de, milletlerarası inşaat sözleşmelerinde karakteristik edim müteahhidin edimi olarak kabul edilmiş ve bu doğrultuda müteahhit ile inşaatı yaptıran işveren arasında açık veya zımni olarak hukuk seçimi yapılmamış..

21/… olması halinde, inşaat sözleşmesine uygulanacak hukuk karakteristik edim borçlusu olan müteahhidin işyeri hukuku olacaktır. Bu büyük ihaleleri alan şirketlerin birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir.

22/…yani Türkiye! Çünkü bu şirketlerin hepsinin Türkiye’de işyerleri bulunmaktadır. İşin ifa yeri de Türkiye’dir. Birden fazla unsur Türk hukukuna işaret ettiğinden Türk hukuku uygulanması gerekir.

23/ Peki eğer karakteristik edim borçlusu olan inşaat firmalarının işyeri Türkiye değilse ne olacak? Onun da yolu var! Çünkü ödeme garantili köprü ve otoyollar Türkiye’dedir. Ödeme Türkiye’de yapılmaktadır. Borcun ifa yeri de Türkiye’dir. Bu durumda Türk hukuku müteahhitlerin…

24/… işyeri hukukuna göre daha sıkı ilişki içerisinde olan hukuktur. Dolayısıyla 24/4’ün son cümlesine göre Türk hukuku uygulanır. Ancak halin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde sözleşme, bu hukuka tabi olur. Yani Türk hukuku!

25/ Kontratlardaki maddeleri görmediğim için ihtimalli yazıyorum. Şimdi aklıma bir de şu husus geldi. Diyelim ki taraflar kontratlarda açık açık İngiliz hukukunu seçmiş olsunlar. Buna da çare var. MÖHÜK m.31’e göre sözleşmeden doğan ilişkinin tabi olduğu hukuk uygulanırken,…

26/… sözleşmeyle sıkı ilişkili olduğu takdirde üçüncü bir devletin hukukunun doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınabilir. Söz konusu kurallara etki tanımak ve uygulayıp uygulamamak konusunda bu kuralların amacı, niteliği, muhtevası ve sonuçları dikkate alınır. Yani…

27/… sözleşmeyle taraflar İngiliz hukukunu seçseler dahi Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınabilecektir. Zira Türk hukuku sözleşmeyle sıkı ilişkilidir. Nitekim MÖHÜK madde 6 ya göre de yetkili yabancı hukukun uygulandığı durumlarda, düzenleme amacı ve…

28/… uygulama alanı bakımından Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarının kapsamına giren hallerde o kural uygulanır. MÖHÜK madde 31 ile ilgili bir açıklamaya da ihtiyaç vardır burada. Madde metninde 3. Devletin hukukunda yer alan doğrudan kurallar uygulanabilir demiyor….

29/Bu kurallara etki tanınabilir diyor. Yani 3’üncü devletin doğrudan uygulanan kuralları, esasa uygulanacak hukuk yani MÖHÜK m24 kapsamında mücbir sebep oluşturan bir hal ( mesela pandemi) ya da sözleşmenin geçersizliğine neden olan olgular fiili durumlar olarak düşünülebilir.

30/ Mücbir neden ya da sözleşmenin geçersizliği vb hukuki sonuçlara da MÖHÜK 24’e göre tayin edilen hukuk uygulanır.

31/ Peki sözleşmenin ifasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar neye tabi olacaktır? Bu ilkesel olarak sözleşme statüsüne bağlı dense de ifa aslında gerçekleştirildiği devlet hukuku ile çok sıkı biçimde ilgilidir. Bu bağlamda MÖHÜK madde 33 uygulanır. Bu maddeye göre ifa sırasında…

Prof.Dr. Pelin Gündeş

İşte budur…
Mevzu kapanmıştır. Çalmayı/soygunu durdurun, şu ana kadar çaldıklarınızı da hazinemize geri ödeyin. Yoksa biz zaten yakında bu soygunların hepsini dava konusu yapacağız. O patronların, şirketlerin, arkalarındaki mafyaların ve kara paracı hükumetlerin ve mason tarikatı mensuplarının yargılanmalarını sağlayacağız. Zaten bu işleri, başımıza geçmiş hainlerle tamamen hukuk dışı şekilde organize ettiklerini de ispat edeceğiz. Şahitler, itirafçılar bile olacak.

Buradan sonra kaçarı yok. Bu milleti daha fazla soymak isteyenler hep sert kayalara çarpacaklar. Türkiye’nin dimdik doğrulacak, maddi ve manevi sorunlarını hızla aşacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi