Doğal taşlar kullanın

Dünyada pek çok taraf, pek çok işini aslında metafizik tekniklerle çözüyor. Dünya üzerinde çok çok yüksek sayıda insan cin musallatı, büyü tesiri altında, ayrıca medyumların/metafizikçilerin beyinlerinden gönderdikleri metafizik sinyallerin ve metafizik sinyal yayabilen cihazlardan gönderilen metafizik sinyallerin tesiri altında yaşıyor. Bazıları da sürekli nazara gelerek yaşıyorlar.

Cin, büyü, medyum, cihaz ve nazar tesirlerinden korunmak için alınabilecek türlü tedbirler var ama dünya insanlarının çoğu bazı doğal/hakiki taşların bu sahada ne kadar faydalı olduklarını ya hiç bilmiyorlar ya da duyup bilenleri ehemmiyetini kavrayamamışlar.

Burada, dost düşman herkesin okuyabileceği bir yerde, her şeyi açıkça yazabilecek değilim ama bilinmeli ki bazı doğal/hakiki taşların metafizik korunmada çok faydaları var. Bu taşların değişik enerjileri ve hususiyetleri var.

Bunların başında birkaç taş geliyor ki onlar turkuaz taşı, malakit (malahit) taşı, kristal kuvars taşı, selenit taşı, kaplangözü taşı, ametist taşı, akik taşı, obsidyen taşı ve oniks taşı…

Bu taşlardan yapılmış yüzük, bileklik/bilezik, kolye, saç tokası, kravat kemeri, ceket ya da mont düğmesi, saat ya da benzeri şeyler taşıyanlar, cinlerin musallatına, büyülerin karanlık enerjilerine, medyumların metafizik sinyallerine, cihazların metafizik sinyallerine ve muhtelif zihin kontrol tekniklerine ve nazara karşı çok büyük/ileri seviyede savunma tedbiri almış olurlar.

Ayrıca arabasında, çalışma odasında, çalışma masasında ve sık bulunduğu mekanların içinde, eşyaların üzerinde bu taşların küre şeklinde ve büyükçe olanlarını bulunduranlar, zırh üstüne zırh giymiş gibi olurlar.

Buna rağmen bile, sayıları az olsa da var olan çok sıradışı ve güçlü cinler, medyumlar ve cihazlar, bu koruma tedbirlerini aşarak musallat olmaya devam edebilirler. O kadar büyük saldırılara/musallatlara maruz kalanlar, ayrıca ek tedbirler de almalılar. Burada herkese açık şekilde yazmadığım ve yazmayacağım başka ve daha faydalı/tesirli taşlar da var.

Hz. Zülkarneyn için “iki boynuz sahibi” derler. Aslında kendisi boynuzlu bir serpuş takmazdı. Hilal şeklinde bir taca benzer serpuşu vardı. Hilal, başında dikine durur ve uçları göğe doğru bakardı. Bu tacta çok sıra dışı taşlar kullanmıştı ve devasa büyüklükteki metafizik saldırıları dahi zorlanmadan atlatabilirdi. Ayrıca, bu taşlar vesilesi ile metafizik sinyal gücünü çok artırır da korumalar altında olan düşmanlarını kısacık sürelerde çarpıp öldürürdü.

Söz konusu taşlar, sadece metafizik korunmaya vesile olan taşlar değiller. Bu taşların herbirinin fiziki/bedeni sağlığa da ayrı ayrı faydaları var. Çok ileri seviyede musallat ve metafizik saldırı altında olmayan kişiler, bu taşları kullanırlarsa, bir süre sonra idrakleri açılır. Hafızaları kuvvetlenir. Daha kararlı olurlar. Öfkeleri diner ve daha sakin bir kişi olurlar. Sezgileri kuvvetlenir. Karanlık rüyaları azalır ve uykuları daha sakin ve dinlendirici geçer ve benzeri pek çok fayda görürler. Bunların haricinde kan değerleri de değişir, hücrelerine kadar müspet/pozitif enerji yüklenmeye başlarlar. Neticesi olarak beden sağlıklarında müspet/olumlu değişmeler olur.

Dünyada elektrikli ve elektronik cihazlar akıl almaz sayılara ulaştılar. Her yerde böyle cihazlardan var ve bunların yaydığı zararlı radyasyon var. Söz konusu taşların bazılarının, günümüzdeki pek çok fiziki ve ruhi hastalığın ve sorunun temel sebebi olan bu radyasyona karşı da koruyucu tesirleri var. Lakin söz konusu taşların doğal/hakiki olduklarına emin olmak lazım.

Doğal bir taş olmasa da terahertz taşı diye isimlendirilen bir taş var ki radyasyondan korunmada çoğu taşın önünde geliyor. Aslında devletler ve ciddi özel sektör firmaları, her gün uzun saatler boyunca bilgisayar başta olmak üzere türlü elektronik cihazların başında çalışan çalışanlarına, terahertz taşından bileklikler, kolyeler taktırsalar, bir süre sonra bu kişilerin üzerindeki kronik yorgunluğun, kronik öfkenin, kronik halsizliğin ve keyifsizliğin düzelmeye başladığını görürler. Türkiye’de de kamu görevlilerine bu gibi bilgilerin yayılmalı ve terahertz taşı kullanılması yaygınlaştırılmalı. Öğretmenler ve öğrenciler için de terahertz taşı olmazsa olmaz sayılmalı. Bu, pek çok ciddi sorunun çözülmesine vesile olacaktır. Terahertz taşı, cihazların üzerlerine de monte edilebilir ve radyasyonu emebilir.

Maddi imkanları geniş olmayıp da her bir taştan alamayacak olanlar, öncelikle turkuaz, malakit, kristal kuvars ve terahertz taşlarını tercih etmeliler. Şu dünyada yaşayan her dünya insanı, hiç değilse bu dört taştan yapılmış takıları takmalı.

Uzaylısı, dünyalısı, gizli servisleri, satanistler başta olmak üzere muhtelif büyücü ve metafizikçi tarikatları ve daha çok sayıda bela bu kadar yayılmışken…. Hz. Musa devri gibi akıl almaz bir büyü, metafizik ve zihin kontrolü devri yaşanıyorken, kimse bu konularda gafil ve tedbirsiz olmamalı.

Böyle tedbirler alınmadan zihin ve hafıza kontrollerinden, idrak kapanıklığından ve türlü sorunlardan korunmak ve kurtulmak mümkün olmaz. Öyle olunca akademisyenler, araştırmacılar, subaylar, devlet adamları ve insanlığın faydasına işler yapmak isteyen benzeri kişiler hep tuhaf haller yaşarlar. İşleri, mücadeleleri sonuçsuz kalır. Hakikate çok yaklaşmışken, kontrollere girerler ve oradan bile geri döndürülürler. Dünyanın her yerinde, gerçek dünya tarihini ve günümüzün gerçeklerini/dengelerini anlamaya yarayacak şeyler de var, bunları insanlığın faydasına olacak şekilde araştırmak ve çözmek isteyen kişiler de var. Buna rağmen bile netice elde edilemiyorsa, bunun bir sebebi de insanlık düşmanlarının metafiziği çok yoğun olarak kullanıyor olmalarıdır.

Yemen zırhı kullanılabilir

Malahit ya da Malakit denilen yeşil renkli ve çok faydalı taşların boncuk şekilde kesildiği ve dizildiği… Yanına bir de hilye-i şerifin yazılı olduğu metal levhanın eklendiği… Bu şekilde hazır halde satılan ve “Yemen zırhı” denilen kolyeler var. Bazı satıcılarda hilye-i şerifin yazılı olduğu kısmı akik taşından kullananlar da var. Malakit ve akik taşı bir araya gelmiş ve ayrıca üzerine hilye-i şerif de yazılmış oluyor.

Bu şeylerden takmakta, taşımakta da çok faydalar var. Hususiyle cinlere, büyülere, musallatlara karşı alınması gereken tedbirlerden biri, bu şekildeki Yemen zırhlarından takmak olacaktır.

Söz konusu taşlar, zamanla üzerlerine çok enerji çekerler ve onların topraklanması, enerjilerinin boşaltılması gerekir. Bunun için ılık suda tutulabilirler hatta akmakta olan ılık suyun altında bir süre tutulabilirler. Lakin en tesirli müdahale, taşları biraz sulandırılmış hakiki elma sirkesine kısa süreliğine (15-20 dakika) koymak olacaktır. Uzun süre bırakmak taşlara zarar verecektir.

Mehmet Fahri Sertkaya

Geceden beri çok çok ileri seviyede metafizik müdahaleler yaşanıyor

Geceden beri çok çok ileri seviyede metafizik müdahaleler yaşanıyor. Dünyanın dört bir yanından on binlerce etkili ve yetkili insan zihin kontrollerine alınmak isteniyor. Hafızalarında sorunlar olması isteniyor. Bunalıp daralıp bu konuların üzerine gitmemeleri isteniyor.

Birazdan, çok çok kalabalık bir ekiple, bunu yapan uzaylıların karşısına geçeceğim. Sinyalizasyonu büyük oranda keseceğim. Dünya insanlığının iyiliğini isteyen dünya insanları rahatlayacaklar ama artık metafiziğin önemini anlamalılar ve şahsi tedbirler de almalılar.

Uzaylıların zihinlerini ve hafızalarını ve dolayısıyla davranışlarını/kararlarını yönlendirmek istediği dünya insanları arasında devlet başkanları, bakanlar, vekiller, bürokratlar, elçiler, konsoloslar, iş adamları, kanaat önderleri, basın ve medya mensupları, araştırmacı yazarlar, üst rütbe askerler, akademisyen v.b. kişiler var.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki sadece Türkiyeyi ve diğer Türk ülkelerini değil, Utah’ı, Arizona’yı, Nevada’yı, bütünüyle Amerika kıtasını ve bütün dünyayı uzaylı türlerin zulümlerinden, kötülüklerinden kurtarabilecek güçteyiz.

Sorun, bu güne kadar dünya insanlığının/devletlerinin, bu Ankebut Operasyonuna, bu kurtarma operasyonuna samimiyetle dahil olmamaları…

Mehmet Fahri Sertkaya

Kan peşindeler

Çupakabra denilenlerin bazı türleri de dahil olmak üzere, Amerika kıtasında asırlardır görülmüş ve halen ara ara görülen vahşi ve tuhaf canlılar, uzaylılar tarafından yapılmış robotlar… (Çupakabra denilen canlılar arasında robot olmayanları da var.)

Hayvan suretlerinde imal edilmiş olan bu robotlar, muhtelif maksatlarla kullanılıyorlar ama dünyamızın hayvanlarını, bir cerrah bilgisi ve tecrübesiyle hem de çok çok kısa sürede parçalarken ya da hiç parçalamadan vücutlarının tam yerinde açtıkları bir tek delikle bütün kanlarını çekerken, bir insanın sergileyebileceği bilginin, dikkatin, marifetin, hızın, gücün çok ötesini sergiliyorlar.

Çünkü bunlar, bizden on binlerce sene ileri bilim ve teknoloji ile imal edilmiş mükemmel teknik özelliklerde olan robotlar… Hayvan bedenlerinden en profesyonel şekilde çalınan kanlar ise yeraltı şehirlerinde muhtelif maksatlarla kullanılıyor. İçiliyor, sürülüyor, tıp sahasında kullanılıyor ya da ayinlerde kullanılıyor. Yeraltı şehirlerinde düzenli olarak yapılan satanist ayinlerinde de kullanılıyor. Dünyamızda gizlice yaşayan uzaylı insan türleri arasında da satanizm çok yaygın. Bu uzaylı insan türleri, yeryüzüne çıkmanın riskine her zaman girmiyorlar da kan ya da başka bir şey lazım olduğunda hayvan suretinde ya da yarı hayvan yarı insan suretinde imal edilmiş robotlarını ya da biyonik robotlarını kullanıyorlar.

Skinwalker çiftliğinde görülen, kafasına birkaç kurşun isabet ettiği halde hiç kanaması olmayan ve sonra hiçbir şey olmamış gibi bir buçuk kilometre kaçan, bir buçuk km sonra izleri aniden kesilen ve kurt olduğu zan edilen şeyin de bu gibi robotlardan biri olduğunu değerlendiriyorum. Oralarda bir yerde yer altına geçiş kapısı olmalı ve oradan aşağıya geçmiş olmalı. Kurt adam efsanesi de bu nedenle yayıldı. Çünkü bunlar, o anda vücutlarının hangi pozisyonda olduğuna göre insanlar tarafından çok farklı farklı algılanabiliyorlar. İnsansı duruşları, halleri de var ama kurt gibi kafaları ve davranışları da var. Kurt/insan melezi bir canlı imiş gibi görünen bir fiziki şekilleri var.

İşte bölgede asırlardır tartışılan ve korkulan ama bir türlü hakikati bulunamayan şey bu; yüksek teknolojili, dünya insanlığının düşmanı, gizlenerek yaşayan ve çoğunlukla satanist olan uzaylılar…

Mehmet Fahri Sertkaya

Gece gece canım sıkıldı, biraz ortamı değiştirmek lazım

Gün boyu devam eden metafizik çatışmalar, gecenin bu saatinde de devam ediyor. Düşmanlarımın halleri malum, onlara bakılsa her gün birkaç yüz kere ölüyorum.

Gün boyu, benim çok çok perişan hallerde olduğumu düşündükleri anlarda, ben her işimi rahatlıkla yaptım ve bir yandan da ekibime metafizik çatışmalarda destek verebildim. Şimdi de saha çok hafif değil, çatışmalar var, en önde gelen illuminati aileleri şatolarında büyü ayinlerine devam ediyorlar ama ben bildiğiniz gibiyim. Sıkılıyorum artık böyle hallerden, beni kesmiyor bu seviyede çatışmalar ve can sıkıntısına iyi gelecek ek bir şeyler de yapabilirim. İyisi mi, ben birkaç kazık soru sorayım, belki dünyada hatta belki de takipçilerimiz arasında cevaplarını bilenler vardır. Belki Tayyip’in etrafını sarmış uzaylılar biliyorlardır ve bir gün canlı yayında iç dış temiz bir çarpılınca ağızlarından kaçırabilirler. Neydi o biyonik Fuat Oktay’ın canlı yayında bozuk plak gibi takılıp kalması.

– Dünyadaki bazı uzaylı türlerin elinde plazma silahları (insana yada hayvana isabet edince bir anda yakıp yok eden ve yerde sadece yağlı tabaka ya da küllü tabaka bırakan silahlar) var mı?

– ABD’nin Utah eyaletinin altında çok sayıda uzaylı üssü var mı?

– Utah’ın altındaki yeraltı üslerinde/şehirlerinde toplamda kaç uzaylı insan türü var?

– Bu tür silahlar, Utah’daki yeraltı üslerinde ikamet eden uzaylılarda var mı?

– Utah bölgesinde asırlardır sık sık UFO’lar ve tuhaf, daha önce görülmemiş hayvan türleri görülüyor mu?

– Asırlar boyunca Utah’ta günümüzde “paranormal” denilen hadiseler çok defa yaşandı mı ve bunların birçoğu kayıtlara geçti mi?

– Feci şekilde parçalanan ya da parçalanmadan kanları emilen çiftlik hayvanlarının haricinde, aynı şekilde katledilen insanlar da oldu mu? Sahi, “akıllara zarar bir şey bu” denilerek kapatılan, üstü örtülen vakalar oldu mu?

– Utah’ta çok çok feci şekilde katledilmiş bazı insanların katili olarak yakınları mı görüldü? Maktullerin bazılarının yakınları, o derece feci ve vahşice cinayeti işlediklerini itiraf mı ettiler? O sözde itirafçılar aslında uzaylılar tarafından zihin kontrolüne mi alındılar? Bunlardan müebbet hapis yatanlar, idam edilenler ya da linç edilerek öldürülenler oldu mu?

– Güney Amerika’da sık sık görülen ve ahali tarafından çupakabra denilen ve hayvanları hızlıca parçalayan ya da parçalamadan kanını emen o canlı türünden Utah’ta da var mı? Sahi, çupakabra denilen o canlı türü “insan” sınıfından mı sayılmalı? Aklı var mı, yoksa hayvan mı? Biyolojik deneylerde türetilmiş ve insansı davranışlara çok yakın bir tür mü? Bizim dünyamızda biyolojik/genetik müdahalelerle türetilmiş yüzlerce maymun türü misali bir hayvan mı?

– Utah’ta, (Başta Utah valisi ve devamında bazı hakimler, bazı savcılar, bazı hastahane başhekimleri ve sağlık çalışanları, bazı kolluk kuvvetleri mensupları, bazı bankacılar, bazı kanaat önderleri, bazı basın ve medya mensupları dahil olmak üzere) çok yüksek sayıda biyonik robot var mı?

– Utah’taki çiftliklerinde yaşayan bazı insanların asırlardık gördükleri tuhaf hadiselerin/vakaların bir kısmında, akıl sahibi uzaylı insan kişiler, görünmezlik kalkanı mı kullanıyorlardı?

Bu gibi vakalarda çiftlik sakinleri, izlendiklerini hissediyorlar, bir canlının kendine has kokusunu alıyorlar, o anlarda köpekleri başta olmak üzere çiftlik hayvanlarının bir şeye sürekli ve aşırı tepki verdiklerini görüyorlar ama yaşananın ne olduğunu hiçbir zaman bilemiyorlardı.

Sadece birkaç vakada, görünürde hiç kimse yokken, bir anda görünür olan, heyecanlı şekilde ağaçlık taraf kaçan insan suretinde, daha uzun boylu ama daha ince yapılı canlılar görüldü.

Bu insan türü/türleri, bölgede asırlardır görünmezlik kalkanıyla mı dolaşıyorlar?

Özel olarak ve çok yüksek teknolojiyle imal edilmiş bir gözlük takarak, insan gözünü aldatan ve görünmezlik sağlayan bu kalkana rağmen, kalkanın arkasındaki uzaylıları görmek mümkün mü?

– Bu arada endişe etmeyin, ekibim her şeyin hakkından geliyor, ben de bir yandan hafif tempoda onlara metafizik destek sağlıyorum. Dünyaya çok da bir şeylermiş gibi gösterilen o illimünaticiler, masonlar, satanistler hep yerlerdeler. Çok ama çok fena hallerdeler.

– Dünya insanlığı tarafından “Utah, Utahlılarındır. Utah’ta eziyete, cinayete, vahşete, insanların ve hayvanların kaçırılmasına ya da katledilmesine son verilmelidir.” denilerek ortak bir mücadele başlatılmalı mıdır? Utahlılar asırlardır çok büyük eziyetler mi çekmiştir?

– Utahlılardan çok sayıda kişiyi uzaylılar kaçırdılar mı? Bunlardan bir kısmını yeraltı üslerinde acımasız denemelerde, incelemelerde parçaladılar mı?

Hatta kaçırdıkları bazı kişileri özel kapsüllerin içinde dondurarak uzaydaki başka gezegenlere, başka insan türlerine sattılar mı?

Hatta bu satılanların çoğu Utahlı genç kızlar ve genç kadınlar mıydı? Uzaylılar tarafından bile “güzel” bulunan kişiler miydi?

Utah’ta kapatılmış dosyaları, hem de hepsini, bir anda dünya kamuoyuna açmanın vakti mi geldi?

– Sahi, şu meşhur Skinwalker Çiftliği vakası gerçek mi yoksa uydurma mı? Gerçekse, konu cinlerle mi uzaylılar mı alakalı?

Utah’ın bilinen tarihinde kaç tane Skinwalker Çiftliği benzeri vaka/hadise var?

– Skinwalker Çiftliği vakasında konuya sonradan müdahil olan milyarder kişi ve bu kişinin oluşturduğu araştırmacı bilim adamı ekibinin başına neler geldi?

Her şey meydana çıkmasın diye, biyonik robotlarla bunların yerlerine mi geçildi yoksa zihin kontrolleriyle mi yaşatıldılar?

Skinwalker Çiftliği çevresindeki açık arazide görülen çok büyük ve tuhaf ışıklar, nasıl görülemez ya da kayda alınmazdı? Bir bilim adamı ekibi, yıllarca bölgede kaldıkları halde nasıl olur da bu kadarını bile göremez ve kayda alamaz?

– G20 toplantısına, ülke liderleri suretinde imal edilmiş biyonik robotlarla katılan uzaylılara bu konular sorulsa, bilgileri var mıdır? Hatta onların arasında, Utah’ın altındaki üslerle bağlantılı olanları da var mıdır?

– Bir biyonik robotun zihnine uzaktan erişmek ya da fiziki temasla erişmek, o suni zihinden görüntüler ve sesler çekmek mümkün müdür? Onun yapay zekasını uzaktan ya da fiziki temasla kontrol altına almak mümkün müdür?

– Uzaylılar, Utah ve çevresindeki dünya insanlarına sürekli olarak ve topluca zihin kontrolü yapıyorlar mı?

– Utah, ABD içindeki gerçek vatanseverler tarafından, acilen ve her türlü devlet gücü seferber edilerek “kurtarılması” gereken bir yer mi?

Biyoniklerin sızamadığı vatansever ekipleri oluşturularak Utah’ın dünü, bu günü, normal ya da anormal görülen her yönü, en uçuk görülen dosyalar/vakalar dahil her şeyi masaya yatırılarak acil eylem planı yapılmalı mı?

-Utah’ta asırlar önce yaşayan ve Ute denilen yerli/kızılderili kabilesi, asırlar öncesinden beri Utah’ta akıl almaz hadiselere mi şahit oldu ve Utah’ın bazı yerlerinin lanetli olduğuna mı inandı? Kabile üyelerinin oralara gitmesini yasakladılar mı?

Lanetli gördükleri yerlere gidenlerin geri dönemediği çok mu oluyordu? Ne tarafından, nasıl bir canlı tarafından parçalandığını bilemedikleri cesetler mi buluyorlardı? Hayvanları bile o bölgelere gitmek istemiyorlar mıydı?

– Şayet bunlar komplo teorileri değilse, asırlardır bilenen, görünen ve iddia edilen şeyler hep gerçekse, günümüz bilim ve teknolojisi sayesinde Utah’ta gerçekte neler döndüğü bulunabilir mi, gözler önüne serilebilir mi?

-ABD eyaletleri arasında toprak büyüklüğü sıralamasında 13. sırada olan Utah’ın, nüfus yoğunluğu sıralamasında 41. sırada olması, hayatın olağan akışıyla mı oldu? Yoksa olağandışı müdahaleler mi oldu? Utah’ta nüfusun ve şehirleşmenin artmaması için türlü ve gizli oyunlar mı oynandı?

– ABD’de etkili ve yetkili birileri “Bunlar nasıl sorular böyle, neler dönmüş, neler dönüyor, bunların cevapları bulunmalı” dese, CIA, FBI ya da başka kurumlar görevlendirilse, hatta ordu devreye girse, hatta konu basında ve medyada çalkalansa, bütün bu kurum ve kuruluşlarda öne çıkarak akışı yöneten kişiler hep biyonik robotlar mı olacak?

Sahi, CIA’da, FBI’da ve Amerikan ordusunda biyonik robot yoğunluğu ne oranda? ABD Savunma Bakanı biyonik Austin, bu soruların cevaplarını biliyor mudur, elinde buna dair kesin bilgiler içeren veriler/raporlar var mıdır?

Şimdi aklıma düştü de şu biyonik Austin, şu on büyükelçiden kaçının biyonik robot olduğunu da biliyor mudur? Ya da biyonik Austin, biyonik büyükelçilerle paslaşıyor mudur ya da rütbesi gereği biyonik elçilerle de değil de o biyonik elçilerin üstleriyle mi paslaşıyordur? Biyonik Austin, on büyük elçi krizine müdahil olanlardan mıdır?

– YİT, isterse Utah’ın gerçek tarihini hem de ayrıntılı şekilde anlatabilir/yayınlayabilir mi? Hem de günümüzde Utahlı rolü oynayan ve gerçek Utahlıların yerlerine biyonik robotlarla geçen kişilerin tam ve detaylı listesini yayınlayabilir mi? “İşte günümüzde Utah’taki biyonik robotlar, içlerinde hangi türlerin olduğu ve bağlantı şeması” başlığıyla dünyayı sarsabilir mi?

Böyle bir yayın olursa, kendi aralarından kaç kişinin gizli müslüman olduğu bilgisini bile bilemeyen uzaylı türler, çok perişan hallere düşerler mi?

Bilemedim şimdi, bu soruları sormak için Biden’la mı Trump’la muhatap olmak daha doğru olur ya da ikisinin birbirinden farkı var mı?

Bu gecelik bu kadarı yetti. Bana epeyi iyi geldi. Sıkılmıştım, biraz olsun havam değişti. Bakalım, yarın gece de canım sıkkın olursa, bunlardan çok daha şaşırtıcı sorular sorarım hatta sorduğum soruların cevaplarını yazarım. Sıkkınlığım daha da geçsin diye şimdi yeşillerden, grilerden, mavilerden, kahverengilerden, renk renk hepsinden çok kişiyi tepelerim. İlaç gibi gelir.

Mehmet Fahri Sertkaya