“Durun, durun” diye yalvarıyorlar

Dünyanın dört bir yanından yalvarma sesleri duyuyoruz. “Durun, durun” diye yalvarıyorlar. Sizlerin metafizikçileri de duyuyorlar mı?

Bundan böyle AKPKK’ye yapılan her gider, bizim hoşumuza gider.

Bizimle iyi geçinildikten sonra, Türkiye ile AKPKK arasındaki fark gözetildikten sonra, isterse bir ya da birkaç güç unsuru AKPKK’yi ezip geçsin hatta isterse bu gün yıksın, hiç sıkıntı etmeyiz.

Ben yıkmam, çünkü bu millet de masum değil ve çekeceği var. Ayrıca ben böyle bir enkazı devir almam.

Mehmet Fahri Sertkaya

Mücadelemiz, her zaman olduğu gibi hız kesmeden devam ediyor

Suriye meselesinden Afganistan meselesine kadar hiçbir meselede duruşumuz/kararlarımız değişmedi. Sadece, her geçen gün daha güçlendiğimizi görerek bizimle birlikte yol almak numarası yapan bazı kişiler ve çevreleri son fena ters köşe oldular. Daha şimdiden bile kazdıkları kuyulara düştüklerini söyleyebilmek mümkün.

Bu yaptıkları kendilerini tam manasıyla bitirirken, bizler güçlenerek/büyüyerek yolumuza devam edeceğiz.

Mehmet Fahri Sertkaya

Bütün dünyaya duyurmak istediğim bazı hususlar var

Bunları zaten etkili ve yetkili kişiler biliyorlar ama taban da duysun.

1- Ben, Tayyip’e bir kez daha uzattığım bu eli, haince ve sinsice kırmasına gerçekten düşük ihtimal veriyordum. İçinde bulunduğu feci şartları ve kendi akıbetini düşünerek akıllıca karar vermesini bekliyordum. Bu insan şeytanı, hakiki bir şeytan. Yine kendisine yakışanı yaptı. Uzatılan eli kırmaya kalktı. Yine sinsice, şeytanca oyunlar kurmaya kalktı. Benim kuyumu kazmaya kalktı, yine kibirle tepeden baktı ve yine kendini mahvetti. Bu kaçıncı etti…

Böyle bir şeytana, bu milletin/devletin ve insanlığın ve gezegenin menfaati büyük olacak diye tekrar bu fırsatı vermiştim. Benim niyetim de davranışlarım da kararlarım da gözler önünde. Ortada bir anlaşma yok ki bozulmuş olsun. Ortada anlaşıyormuş görüntüsü altında yeni bir pusu vardı ve o bozuldu. Hangi dinden ve davadan olursa olsun, insan kalmış hiç kimse şuradaki haklılığımı göz ardı edemez. Ben yanlış yapan taraf olmadım. Bu iyice bilinsin…

Ben bunca şey yazdım, söyledim. Hepsi de son derece ciddiyetle yazılmıştı. Ben parayla, makamla, kadınla, tehditle, metafizikle, şantajla ya da herhangi bir şeyle ayara sokabilecekleri, kendileri gibi şeytanlaştırabilecekleri biri değilim. “Bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz. Ben yine de davamdan/dinimden dönmem” diyen hz. peygamberimizin peşinde giden biriyim.

Benim dinim/davam hak… Ben fani bir dünya saadeti için yola çıkmadım. Para, şöhret, makam, itibar peşinde olsaydım suyun akışına gider ve seneler önce bunları temin etmiş olurdum.

2- Amerikan halkına düşman değilim. Devletiyle sorunum olmazdı ama devletin idaresi milletimin ve insanlığın düşmanı olan bir güruhun elinde olunca, çatışma kaçınılmaz oluyor. Bunun sorumlusu ben değilim ve Amerikan halkının bu oyunu bozması gerektiğini defalarca ifade ettim.

Amerika A takımı ile de bir sorunum yok. Lakin bu takımda olduğu bilinen ve bu takımın önde gelen isimlerinden sayılan Trump’la da işim olmaz. Onun ipiyle de kuyuya inilmez. Yine milletimin, devletimin ve bütün insanlığın faydasına olacağını düşünerek ve temkinli olarak ona da bir el uzatmıştım ama o da aynı karşılığı verdi. Niyeti ve aslında çevirmek istediği işler başka, bana söylediği sözler bambaşka… Onun da Tayyip’ten hiç farkı yok ve bu defa Tayyip’e bu şeytanlığı yapma cesaretini verenlerden biri de o Trump…

Zaten Trump böyle biri olmasaydı, çoktan yeniden ABD başkanı olmuştu. Onun yeniden ABD başkanı olabilmesi için gereken her şeyi yaptım. Tıpış tıpış yürüyüp başkanlık makamına kurulması kalmıştı. Aylar boyunca ben onun önündeki kapalı kapıları açtıkça, o açtığım her kapıya bir kilit taktı ve geçmedi. Nihayet Netenyahu’yu bile oyundan düşürdüm, işte şimdi bir fırsat daha verdim ama yine şeytanlık yapmayı tercih etti.

3- Hiçbir millete düşman olmadığım gibi, ırkçı olmadığım gibi, Rus milletine de düşman değilim. Bu güne kadar Rusya’nın ve Rus halkının zarar görmemesi için nasıl hassasiyet gösterdiğimi bütün dünya gördü… Sonra bilinen şeyler yaşandı, Rusya B takımı, ben ihanetlerini bozmak istedikçe açıkça ihanet sergilemek pahasına, onlara sunduğum fırsatları red etti ve Rusya kasten felaketlere sürükleniyor.

Şu günlerde bir Rusya A takımı var ve onlarla sorunum yok. Lakin onların içinde de hainler, oyun içinde oyun kuranlar var. Bunların başında Peskov geliyor. Peskov’un da Tayyip’ten, Trumptan, Putin’ten ve benzerlerinden farkı yok. Peskov da kendisine uzattığım eli adice ve sinsice kırmanın fırsatlarını aradı. Bu şansı ona vermedikçe hesapları bozuldu, tuzakları kendi ayağına dolanmaya başladı. Rusya A takımının Peskov’dan ve onun çetesinden de kurtulması gerekiyor. Peskov, Putin’le danışıklı dövüşüyor.

Bu üç kişi artık benim için Şi’den ve Putin’den bile daha önde gelen düşmanlar. Dünyada siyaset sahasında etkili ve yetkili çok yüksek sayıda kişi, son süreçte yaşananları ve ne kadar sağlam bir duruş sergilediğimi, buna rağmen nasıl sinsice kuyumun kazılmak istendiğini gördüler. Aralarından dürüst olanların hepsi de bu gerçeği her yerde ifade edecekler.

Benimle birlikte hareket eden ve etmeyen bütün taraflar bu hususları bilmeliler.

Bu güne kadar, bir yandan bana dost görünerek, bir yandan da benim kuyumu kazmak istememiş taraflar, sıkıntıya girmesinler. Onlara sözüm yok. Muktedirler İttifakı (Mİ) devam ediyor, edecek. Mİ’de samimiyetle mensup bulunmak isteyenler, samimiyetlerini eyleme dökmeliler, sergilemeliler.

Beni kuyuya düşürmek isteyenler de kazdıkları kuyulara düşürülecek.

Mehmet Fahri Sertkaya

Ben herkesi burada kesin bir dille ikaz etmiştim.

Ben dünkü çocuk muyum ki bu kadar basit oyunlarınızı görmeyeyim ve aldanayım? Kucağınıza oturayım, avucunuza düşeyim? Bu defa da bu şansı bu kadar adice/seviyesizce şekilde harcamanın ve güven sarsmanın, oyalamanın, pusu kurmanın elbette büyük bir bedeli olacak.

Şimdi ben sizlerle bir süre oynayacağım ve sonra birer ikişer avlayacağım.

Mehmet Fahri Sertkaya

Türkiye’deki Alman casusları, rahat durmalı

Çoğunu isim isim, cisim cisim biliyoruz. Merkezden onlara verilen emirleri de biliyoruz. Rusya ve Çin’in çok köşeye sıkıştığı ve Türkiye içinde türlü oyunlar çevirmek istediği şu günlerde Alman casuslarının Rusya ve Çin’e destek olacak işlerde varlık göstermemelerini tavsiye ederim. Yoksa istenmeyen çatışma ortamları oluşabilir.

Alman istihbaratı büyük işler yapmak istiyorsa, önce merkezini sıcak bir noktaya taşımalı. Soğuk iklime sahip ülkelerin insanlarının bedenleri de nispeten soğuk oluyor. Bu soğukluk beyni de etkiliyor. Sıcak iklimlerin insanlarına nispetle daha tembel bir vücut yapısı olduğu gibi beyinleri de tembel işliyor. Bu, idrak etmede, analiz etmede, düşünmede ve uzun süreli düşünmede/odaklanmada da sorunlara sebep oluyor. Mevcut şartlarda Alman istihbaratı, Alman’ya ihanet eden Merkel’in ve çetesinin yönlendirmelerine kendisini kapatıp önce kendini sağlama almalı. Ben mümkün olabilecek en kibar cümlelerle yazıyorum ama bu dediğim yapmazlarsa büyük yıkımlar/acılar/kayıplar yaşayacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya