Bu sözlerim, cemaatimizin mensubu olan bütün hakiki kardeşlerime…
Hanımlarınızı, annelerinizi, kızlarınızı, gelinlerinizi seviyor ve onların zarar görmemesini istiyorsanız, hizmetle alakalı meselelerde onları dinlemeyin. Tarihe dönüp bir bakın ya da cemaatimizin içindeki maneviyatı yüksek, yaşını almış, tecrübeli hocalarımıza danışın. Tarihin hangi devrinde erkekler hanımların sözlerine bakar olmuşlarsa, alemin nizamı kısa sürede alt üst olmuştur. Bu hususlarda biz Müslümanları ikaz eden çok sayıda hadis-i şerifler mevcut ve bunları tam idrak edemediyseniz, iyice izah edecek büyük hocalarımıza müracaat edin.
Ben, her yeri, her kesi biliyorum. Aramızda şu tırpana takılmamasını istediğim, kendilerini düzelteceğini ümit ettiğim kardeşlerim var. Lakin bakıyorum da hala en temel sorunlardan birinin, hanımlara danışarak karar almak, iş yapmak olduğunun farkında değiller.
Bakın Bursa’da da bunca zamandır hala sorunlar çözülemedi. Bu hususta da verdiğim pek çok mücadele heba oldu. Sebebi ne? Pek çok sebebi var ama en başta gelen sebeplerden birisi samimi olan kardeşlerimizin aile/hanım baskısı altında ezilmesi ve gerekli dik duruşu sergilememesi.
Muhterem büyüğümüzün hem kendini hem cemaatimizi çok büyük sıkıntılara düşüren hataları bunca senedir yapmasının, şimdi en sert şekilde ikaz edilme kısmına geçildiği halde titreyip kendine gelememesinin en temel sebeplerinden biri de annesine ve hanımına tabi olması… Bu, ölümcül bir hata… Bütün sistemi, dengeyi alt üst edecek ve gerçek bir idarecinin asla yapmayacağı bir hata…
Annesi de hanımı da gönülleri cemaatimiz içindeki münafıklardan yana olan kişiler. Şu taşınmaz yükü taşırken kendisine destek olmak ve kendisini hayra yönlendirmek yerine, kasıtlı şekilde şerre yönlendirdiler. Hala da bunu yapıyorlar. Zarar ziyan umurlarında değil. Bu nedenle de büyüğümüz bunca yıldır elindeki gücü/tasarrufu/imkanları kullanamıyor. Zorlanmadan dakika içinde yapabileceği bir hamleyi, seneler geçse de yapamıyor. Gözünde devleşiyor.
Kendinizi ve aile fertlerinizi dünyevi ve uhrevi felaketlere sürüklemek istemiyorsanız, kadınları böyle hususlarda dinlemeyip derhal dik durun. Kadınlarınızın gıybet etmesine, fitne çıkartmasına, sizleri ellerinde oynatmasına mani olun.
Ayrıca panik yapmayın. Her şey kontrolüm altında. Cemaatimize bir zarar gelmemesine kilitleneceğiz, bu uğurda devleşeceğiz ama… Herkes de müstahakını bulacak ve buna mani olmaya kalkmayacağız. Herkese yeterince mühlet verildi, herkes yeterince ikaz edildi ve bundan sonra merhamette aşırı gitmeyeceğiz. Büyüğümüz ve aile fertlerine bir ya da birkaç büyük sıkıntı gelmesi halinde bile yaşananlara müdahale etmeyeceğiz. Evet, dikkat edin, müdahale etmeyeceğiz ve hatta üzülmeyeceğiz.
Hele o hizmet ehli, hocaefendi, hocahanım bilinen münafık takımının başına her ne gelirse gelsin umurumuzda bile olmayacak. Şükür secdeleri yapacağız. “İşte gün bu gündür. İşte bu kadar da büyük hayırlı gelişmeler oluyor. Bunca senedir başımıza sıkıntı olan, hizmetlerimizi aksatan münafık takımı temizleniyor.” deyip şükürler edeceğiz.
Herkes bu hassas çizgide dursun. Kimse ne gevşek kalsın ne de aşırı gitsin. Hiçbirimizin hiçbir kısımda/safhada nefsi tavırları olmayacak. Büyüğümüz, halen büyüğümüzdür ve bir süre daha öyle kalacak. Çift başlılık olmayacak. İstesem şu anda bile vazifeyi devir alırım ve kimse buna mani olamaz ama önce herkes ettiğini bulmaya, görmeye başlayacak. Bazı ibretlik haller yaşanacak. Ayrıca bu süreç samimi Süleymanlılar için bir imtihan süreci olacak.
Her şeyi planlayanlar, kontrol edenler, yönlendirenler var. Bir Divan-ı Salihin var. Başımızda Hz. Üstazımız (k.s.) var ve ben de üzerime yüklenen kısmını taşıyor, gerekenleri yapıyorum. Kemal Bey Ağabeyimiz de Arif Ahmet Bey Ağabeyimiz de ruhaniyetleri ile bu hizmetin hala başındalar ve kıyamet sabahına kadar da bu böyle olacak. Samimi kalıp doğru/isabetli kararlar alıp bu süreçte üzerine düşenleri yapanlar, korkmayanlar, geri durmayanlar hakkında endişeye mahal yok.
Mehmet Fahri Sertkaya – http://www.mfs.tv