Ankebut Ağı’na ve ağın AKPKK projesine son darbeyi ne zaman vuracağız

Ankebut Ağı’na ve ağın AKPKK projesine son darbeyi ne zaman vuracağız

v.a.s. Çok yakında vuracağız inşaallah. En heyecanlı, zevkli, aksiyon dolu kısmına geldik. Milyonlarca Süleymanlı evladı, başka kesimlerdeki samimi Müslümanlarla birlikte vatana/millete sahip çıkacak ve bu işin içinde ordudaki, Emniyet teşkilatındaki, devlet kurumları içindeki toplamda yüz binle Müslüman olacak. Meydanları ise milyonlarca kardeşimiz dolduracak. Etraflarını iyice kuşatıp güçlerini iyice kırıp oyunlarının içinde oyun kuracağız ve hiç beklemedikleri bir anda son müdahaleyi yapıp bunların hepsini toplayıp alacağız.

Erdoğan’ı, Kılıçdaroğlu’nu, Numan’ı, İbrahim Kalın’ı, Hulusi Akar’ı ve tepe kadrodan birkaç kişiyi daha topluca meydan yerde asacağız. En tepedeki yüzlercesini asacağız ama biraz daha alt kadrodan binlerce kişiye müebbet hapis cezaları vereceğiz. Yargılanmaları sırasında meydana sereceğimiz gerçekler dünyayı sarsacak. Dünya tarihinin akışında bir kırılma noktası oluşturacak. Ankebut Ağı’nın Türkiye ayağı o sırada çok büyük darbe alacak, yıkılmaya yüz tutacak ve sonrasındaki birkaç sene içinde de son darbeyi vuracağız. 100 sene sonra içimizdeki İsrail’in Atatürkçülük ismini verdiği ihanet rejimini yıkacak, ülkemizdeki hakimiyetlerini yok edecek ve Türklerin yeniden tarih sahnesine çıkmasını sağlayacağız. Dinsizlik, maneviyatsızlık, kin, nefret, kan ve göz yaşı ile dolmuş şu dünya yeniden Müslüman Türkler sayesinde iman, huzur, emniyet, adalet, mutluluk, sevgi ile dolacak. Çünkü Türkiye’den sonra Ankebut Ağı’nın başka devletlerde çökmesini de sağlayacağız. İnşaallah Jeffrey Hovenier’ı da ABD’ye tabut içinde göndereceğiz.

Mehmet Fahri Sertkaya

İnsan genleri taşıyan hayvanlara ne olacak

Tuhaf görünüşlü şu zürafalar, dinozorlar zamanında varlar mıydı?

O zamanda da zürafalar vardı ise, o tarihlerden kalan zürafa fosilleri bulundu mu? Bulunan en eski zürafa fosili kaç yıllık?

Zürafaların o boyunları tabii mi? İlk zürafalar laboratuvarlardaki suni rahimlerde mi doğdular? Zürafa türünün üretilmesi için kaç hayvanın genetik kodları birleştirildi? Kodları arasında devenin, leoparın, okapinin kodları da var mı?

Evrim teorisi safsatasını hala ayakta tutabileceğine inananlar var mı? Yazılarımdan/yönlendirmelerimden sonra dünyadaki birkaç ülkede, geçmişte de genetik mühendisliği yapıldığına, hayvan türleriyle oynandığına dair araştırmalar başlatıldı ama araştırmalardan elde edilecek ve dünyayı sarsacak sonuçlar dünya insanlığı ile şeffafça paylaşılacak mı?

Bir gün gelince dünya insanlığı “ayar tutmamış hayvanlar”ın soylarının kurutulmasına karar verecek mi?

Karada da suda da huzur bulamayan gergedanların, su aygırlarının ve benzeri hayvanların çilesi bitecek mi? Bünyelerine insan genleri yerleştirilmiş ve neticesinde ne maymun kalmış ne insan olmuş maymun türlerinin çilesi bitecek mi?

okapi

Kuş türlerinin kodlarıyla atların ve eşeklerin kodlarını bile birleştirerek zebraları türetmenin kime ne faydası vardı? Kuş kodlarıyla bile maymunların kodlarını birleştirmenin kime ne faydası oldu? Bazı iguana türlerinin neredeyse insanlaşacak ve akıllı/zeki bir mahluk zan edilecek kadar kodlarıyla oynamaya ne gerek vardı? Ne gerek vardı bazı iguana türlerine hem dünya insanlarının hem uzaylı insan türlerinin genetik kodlarını eklemeye?

Okapi

Anlatılacak o kadar çok şey var ama önce konunun uzmanlarına bırakacağım. Konunun uzmanları işlerini düzgün ve dürüstçe yapmazlarsa bir yandan gerçek dünya tarihini anlatırken bir yandan da onların çirkin yüzlerini bütün insanlığa anlatacağım.

Ya hayvan genleri taşıyan insanlara ne olacak? Şu yeşiller ya da bilinen adıyla Ye’cüc ya da şu son zamanlardaki isimleriyle reptilianlar ne olacaklar? Ne gerek vardı daha güçlü insanlar olabilmek için kendi genetik kodlarına yırtıcı hayvanlardan, sürüngenlerden ve daha onlarca hayvan türünden kodlar eklemeye? Şimdi yırtıcı hayvanlar kadar saldırganlar. Şimdi kendilerini insana benzemez bir hale getirdiler. Oysa Allah onları da en güzel surette yarattı.

Devlet adamları, din adamları, bilim adamları ahlaklı/namuslu olmayınca sadece insanlık değil, dünya, hayvanlar, bitkiler, her şey bozuluyor.

Mehmet Fahri Sertkaya – http://www.mfs.tv

Ey Süleymanlılar! kadınları dinlemeyin ve kendinize gelin

Bu sözlerim, cemaatimizin mensubu olan bütün hakiki kardeşlerime…

Hanımlarınızı, annelerinizi, kızlarınızı, gelinlerinizi seviyor ve onların zarar görmemesini istiyorsanız, hizmetle alakalı meselelerde onları dinlemeyin. Tarihe dönüp bir bakın ya da cemaatimizin içindeki maneviyatı yüksek, yaşını almış, tecrübeli hocalarımıza danışın. Tarihin hangi devrinde erkekler hanımların sözlerine bakar olmuşlarsa, alemin nizamı kısa sürede alt üst olmuştur. Bu hususlarda biz Müslümanları ikaz eden çok sayıda hadis-i şerifler mevcut ve bunları tam idrak edemediyseniz, iyice izah edecek büyük hocalarımıza müracaat edin.

Ben, her yeri, her kesi biliyorum. Aramızda şu tırpana takılmamasını istediğim, kendilerini düzelteceğini ümit ettiğim kardeşlerim var. Lakin bakıyorum da hala en temel sorunlardan birinin, hanımlara danışarak karar almak, iş yapmak olduğunun farkında değiller.

Bakın Bursa’da da bunca zamandır hala sorunlar çözülemedi. Bu hususta da verdiğim pek çok mücadele heba oldu. Sebebi ne? Pek çok sebebi var ama en başta gelen sebeplerden birisi samimi olan kardeşlerimizin aile/hanım baskısı altında ezilmesi ve gerekli dik duruşu sergilememesi.

Muhterem büyüğümüzün hem kendini hem cemaatimizi çok büyük sıkıntılara düşüren hataları bunca senedir yapmasının, şimdi en sert şekilde ikaz edilme kısmına geçildiği halde titreyip kendine gelememesinin en temel sebeplerinden biri de annesine ve hanımına tabi olması… Bu, ölümcül bir hata… Bütün sistemi, dengeyi alt üst edecek ve gerçek bir idarecinin asla yapmayacağı bir hata…

Annesi de hanımı da gönülleri cemaatimiz içindeki münafıklardan yana olan kişiler. Şu taşınmaz yükü taşırken kendisine destek olmak ve kendisini hayra yönlendirmek yerine, kasıtlı şekilde şerre yönlendirdiler. Hala da bunu yapıyorlar. Zarar ziyan umurlarında değil. Bu nedenle de büyüğümüz bunca yıldır elindeki gücü/tasarrufu/imkanları kullanamıyor. Zorlanmadan dakika içinde yapabileceği bir hamleyi, seneler geçse de yapamıyor. Gözünde devleşiyor.

Kendinizi ve aile fertlerinizi dünyevi ve uhrevi felaketlere sürüklemek istemiyorsanız, kadınları böyle hususlarda dinlemeyip derhal dik durun. Kadınlarınızın gıybet etmesine, fitne çıkartmasına, sizleri ellerinde oynatmasına mani olun.

Ayrıca panik yapmayın. Her şey kontrolüm altında. Cemaatimize bir zarar gelmemesine kilitleneceğiz, bu uğurda devleşeceğiz ama… Herkes de müstahakını bulacak ve buna mani olmaya kalkmayacağız. Herkese yeterince mühlet verildi, herkes yeterince ikaz edildi ve bundan sonra merhamette aşırı gitmeyeceğiz. Büyüğümüz ve aile fertlerine bir ya da birkaç büyük sıkıntı gelmesi halinde bile yaşananlara müdahale etmeyeceğiz. Evet, dikkat edin, müdahale etmeyeceğiz ve hatta üzülmeyeceğiz.

Hele o hizmet ehli, hocaefendi, hocahanım bilinen münafık takımının başına her ne gelirse gelsin umurumuzda bile olmayacak. Şükür secdeleri yapacağız. “İşte gün bu gündür. İşte bu kadar da büyük hayırlı gelişmeler oluyor. Bunca senedir başımıza sıkıntı olan, hizmetlerimizi aksatan münafık takımı temizleniyor.” deyip şükürler edeceğiz.

Herkes bu hassas çizgide dursun. Kimse ne gevşek kalsın ne de aşırı gitsin. Hiçbirimizin hiçbir kısımda/safhada nefsi tavırları olmayacak. Büyüğümüz, halen büyüğümüzdür ve bir süre daha öyle kalacak. Çift başlılık olmayacak. İstesem şu anda bile vazifeyi devir alırım ve kimse buna mani olamaz ama önce herkes ettiğini bulmaya, görmeye başlayacak. Bazı ibretlik haller yaşanacak. Ayrıca bu süreç samimi Süleymanlılar için bir imtihan süreci olacak.

Her şeyi planlayanlar, kontrol edenler, yönlendirenler var. Bir Divan-ı Salihin var. Başımızda Hz. Üstazımız (k.s.) var ve ben de üzerime yüklenen kısmını taşıyor, gerekenleri yapıyorum. Kemal Bey Ağabeyimiz de Arif Ahmet Bey Ağabeyimiz de ruhaniyetleri ile bu hizmetin hala başındalar ve kıyamet sabahına kadar da bu böyle olacak. Samimi kalıp doğru/isabetli kararlar alıp bu süreçte üzerine düşenleri yapanlar, korkmayanlar, geri durmayanlar hakkında endişeye mahal yok.

Mehmet Fahri Sertkaya – http://www.mfs.tv