Tarih hep tekerrür ediyor.


Hava sıcaklığındaki çok ani ve büyük değişmeler, beraberinde bazı büyük felaketlere sebep olacak. Daha doğrusu, dünyanın tabii manyetik alanına yapılan kısmi ama şiddetli müdahaleler, hava sıcaklıklarında ani ve büyük değişmelerin haricinde çok büyük afetlere sebep olacak.

Bu ani ve büyük değişmeler tabii değil, suni tekniklerle bunun yaşanması sağlanıyor. Dikkatler, çok büyük afetlerin yaşanmasına sebep olmak için gökyüzüne çok büyük elektromanyetik alanlar/dalgalar gönderen ülkelerin üzerine çekilmeli. En çok da Rusya’nın nükleer santrallerinin üzerinde durulmalı.


Kuşların, köpeklerin, yılanların, böceklerin davranışlarına bakılarak bazı felaketleri önceden sezmek mümkün olabiliyor. Pekiyi, ağaçların yapraklardan da tabiatın dengesinde, felaketlere sebep olabilecek değişmeler olduğu sezilebilir mi? Bu hususta bilimsel çalışmalar yapmak gerekir mi?

Bazı tabii afetlerin öncesinde o bölgenin tabii manyetik alanı değişiyor mu ve bu bazı canlıların haricinde ağaçların yapraklarında da değişmelere sebep oluyor mu?


Tarih hep tekerrür ediyor. Hazret-i Nuh zamanında da çok yüksek, günümüzden bile daha yüksek bilim ve teknoloji vardı. İklim silahları, elektromanyetik silahlar vardı. Devletler birbirlerine karşı bu silahlarla saldırırken ayarı bir kaçırdılar ve bütün dünyayı saran ve birkaç istisna dışında bütün insanlığın ölümüne sebep olan o Nuh Tufanı gerçekleşti.

Hazret-i Allah, bir kavme/millete ya da bütünüyle bir gezegenin insanlığına belasını verirken bile sebepler yaratarak, çeşitli vesilelerle verir. Devletleri, liderleri, aralarındaki harpleri, yüksek teknolojiyi ve daha binbir türlü şeyi vesile eder.

Dünyanın her yerinde iklim silahları kullanılıyor. 3. Dünya Savaşının son ve kanlı aşaması öncesi, taraflar çılgınca işler yapıyor. Türkiye’de iklimde, tarımda, yağışlarda her şey anormal seyir ediyor.

Mehmet Fahri Sertkaya

Grilerin komutanını öldürdüm

Tayyip!

Merkel’i aradın mı? Başsağlığı diledin mi? Acısını paylaştın mı?

Dün gece bir Gri uzaylılardan yetmiş kadarının toplu metafizik saldırısına uğradım. Uykudayken bir anda güçsüz, savunmasız yakalandığımı düşündüler ve çok seçme bir ekiptiler. Ekibime haber vermeyi ve destek almayı düşünmedim bile…

Bir anda tek başıma karşılık verdim ve beyinleri, bir anda duvar kırılıp da çatlar, ayrışır gibi darbeler aldı. Beyinlerinde büyük yanıklar oluştu. Hiç bayılmadan, saniyeler içinde doğrudan öldüler ama komutan hariç. Onu hemen öldürmedim ve biraz konuştum.

“Seni de öldüreceğim şimdi.” dediğimde “Bunu nasıl yaptın” dedi. “Üzerimizde himmet var bizim” dedim ama nasıl anlasın o kafir himmeti… “Ne istiyorsun” dedi, çaresizliğini ve öleceğini anlayınca… Ben de olmayacağını bildiğim halde, gırgıra vurarak “Bana çalışın, bana itaat edin” dedim.

“Ne istiyorsun, ciddi söyle” deyince “Hepinizin bu dünyadan çekip gitmesini ve bizleri rahat bırakmasını ya da birinizi bile sağ bırakmamayı istiyorum” dedim.

Arada başka kısa konuşmalar da oldu.

“Bize çok fazla zarar verdin” dedi. “Ben kimseye zarar vermedim. Bana zarar vermeseydiniz, sizinle uğraşmazdım. Kaç adamın öldü” dedim. “20 binden fazla işe yarar adamımı kaybettim” deyince şöyle söyledim “Ben cinlere de sizlere de kaç kere söyledim. Benim ve teşkilatımın üzerine gelmeyin. Metafizik saldırı da yapmayın dedim”

Sonra “Artık ölmenin vakti geldi” dedim ve saniyeler içinde öldürücü bir metafizik darbe vurdum. Yaralı ama kurtarılamaz bir halde bıraktım ve kısa süre sonra ibret-i alem olarak, etrafına korku salarak öldü.

Bu komutan hiyerarşik sistemde aslında Merkel’in bile üzerinde ama istisnai haller var ve Merkel rolündeki Gri uzaylıya itaat ediyordu. Bu komutan, dünyadaki Grilerin en yüksek rütbeli komutanlarından biriydi ve yanındaki kurmayları da çok önemli, yüksek rütbeli kişilerdi. Bu saldırıyı yapmalarını Merkel rolündeki uzaylı istedi.

Mehmet Fahri Sertkaya

Furkan kardeşimizi katleden cin kabilesini az önce dümdüz ettik


Furkan kardeşimizi katleden cin kabilesini az önce dümdüz ettik. Artık öyle bir kabile yok. Feryat figan ede ede öldüler. En sona kabile reisi kaldı. Şu anda o öldürülüyor. Acele etmeden, yavaş yavaş öldürülüyor.

Sabahtan bu yana 40’tan fazla cin kabilesi yok edildi. 32 cin kabilesi toptan Müslüman oldu.

Ben, birkaç gün önce bütün cinler alemine haber salmış ve Furkan gibi önü kesilen kişilerin önünün açılmasını, onlara yapılan eziyetlerin son bulmasını, cinlerin bu işten el çekmesini, İblis’e itaat etmemesini istemiştim. Buna uymayan cinleri, kabileleri ile birlikte yok edeceğimi söylemiş, sert şekilde tehdit etmiştim.

Son günlerde, bazı kabileler aksine hırçınlaştılar ve sadece Furkan’ı değil, benzeri onlarcasını intihara sürüklediler. Bunların arasından vefat etmeyenler, yaralı kurtulanlar da var. Ben, teşkilatımla birlikte şimdi bu kabilelerin hepsini imha ediyorum. Etrafınızda cinler aleminden haber alabilenler varsa, sorun, size neler neler anlatacaklar. Ben binde birini bile anlatmıyorum.

Mehmet Fahri Sertkaya

Nesiller bozulsun diye, din ve ahlak yıkılsın diye…


Nesiller bozulsun diye, din ve ahlak yıkılsın diye, sapıklık yayılsın diye, insanlık helak olsun diye yapmadıkları şeytanlık yok.

Tertemiz, namuslu, iffetli, parmakla gösterilecek kadar istikamette olan ve hayırlı bir neslin annesi olacak, soyundan hep salih ve saliha zatlar gelecek Müslüman genç kızları ve kadınları cinler zihin kontrolüne alıyorlar. Temiz itikatlı, yüksek ahlaklı, tertemiz kalpli bu kişiler, kendileri bile ne olduğunu tam olarak idrak edemedikleri şekilde zina ettiriliyorlar. Bir gün, öyle birkaç dakika içinde, zihin kontrolüne alınarak, çoğunlukla hiç tanımadıkları erkeklerle zina ettiriyorlar.

Bu kurbanlara bu kadar şeytanca bir darbe cinler tarafından vurulduktan sonra, yine de rahat bırakılmıyorlar. Bunu kendisi yapmış gibi düşündürüp kabullendiriyorlar. Sonrasında ya intihara sevk ediyorlar ya da tekrar tekrar zina ettiriyorlar ve hatta fuhuş yoluna düşürüyorlar ya da ailesinden olan erkeklerin onu vurmasını sağlıyorlar. Ve onlardan mutlaka bir şekilde kurtulmaya çalışıyorlar.

Bir cin olan Şeytan’ın/İblis’in, insanlara düşmanlığı çok şiddetli ve büyünün insanlar üzerindeki tesiri de çok şiddetli. Dünya, büyücülerden, cincilerden, Satanistlerden ve en çok da o Sanhedrin’den bir an evvel kurtulmalı. Her türlü acının, göz yaşının, zulmün, fitnenin, sapıklığın, rezilliğin arkasında hep onlar var.

Zombies hand silhouette


İblis, bunu en baştan beri yapıyor.

Hz. Adem ile Hz. Havva’nın birliktelikleri ve nesli devam etmesin diye o İblis, Havva validemize de musallat oldu.

Hazret-i Allah, imtihan şartları gereği buna müsaade edince, Hazret-i Havva validemizi kara sevda gibi kuvvetle seven Hz. Adem çok müteessir oldu. Çok zorlandı, canı çok yandı. Bir süre tahammül etse de daha sonrasında, böyle bir şeye müsaade ettiği için Allah’a bir kaç sitem sözü oldu. Hz. Havva da yaşanana sitem etmişti. Peygamberler günah derecesinde olmayan hatalar/kusurlar yapabilirlerdi. Bu sitem de bu türlü bir kusur görüldü ve bu sebeple Hz. Adem ve Hz. Havva dünyaya gönderildiler.

İblis, bu yaşananları Yahudilere abartarak anlattı. Havva validemizden kendi soyunun da devam ettiğini ve onların Yahudiler olduğunu, Havva validemizden Adem’in neslinin de başka çocuklarla devam ettiğini ve onların da Yahudiler haricindeki diğer insanlar/ırklar olduğunu iddia etti ve bu oyunu, bu dünyada çok büyük maddi ve manevi felaketlere sebep oldu, oluyor, olacak.

Bu dünyada en ağır imtihanları peygamberler verdiler. Hazret-i Adem’in imtihanı da çok ağırdı. Peygamberlerde “İsmet” sıfatı var. Tamamı masumdur ve günahlardan korunmuştur. Lakin, peygamberlerin, günah derecesinde olmayan kusurlar/zelle etmelerine izin verildi.

Peygamberlik makamındaki kişilerin küçük kusurları bile, büyük görüldü ve kaderleri buna göre tayin olundu. Hazret-i Zekeriya birkaç zelle edince, feci şekilde şehit edilmesine izin verildi.

Mehmet Fahri Sertkaya

İnsanlığa çok faydalı olabilirdi ama izin vermediler…


İnsanlığa çok faydalı olabilirdi ama izin vermediler.

Bir kargo firmasında çalışan 18 yaşındaki Furkan Celep sosyal medya hesabından “Bir araba, bir ev uğruna yıllarımı harcamak istemiyorum.” yazıp kayalıklardan atlayarak vefat etti.

Hayatı boyunca cinlerin musallat olduğu Furkan, aslında çok zeki, çalışkan, kabiliyetli, derin görüşlü ve elinden tutulsa ülkesine ve bütün insanlığa büyük hizmetler yapabilecek bir gençti. Diğer aile fertlerine olduğu gibi kendisine de cinler musallat oluyordu.

Dünya üzerinde İblis’in sistemini bozabilecek ya da büyük zararlar verebilecek insanların bulunacak olması İblis’i ve ona kulluk eden Sanhedrin hahamlarını ve onların emrindeki Ankebut Ağını her zaman endişelendirdi, endişelendiriyor.

Bu nedenle Sanhedrin hahamları her zaman çok büyük/ağır büyüler yapıyorlar. Bu gibi kabiliyetli ve tehlikeli gördükleri insanların hiç dünyaya gelmemesini sağlamaya çalışıyorlar. Bu maksatla yapılan büyüler neticesinde cinler kendilerine vazife çıkartıyorlar ve bu kişilerin anne ve babalarının hayatta kalmalarına, sonra evlenmelerine mani olmaya çalışıyorlar. Bunu başaramazlarsa bu defa çocuk olmasına mani olmaya çabalıyorlar. Anne ve babayı ayırmaya da çalışıyorlar. Bu da olmazsa bu defa doğan çocuğa daha bebeklikten itibaren musallat oluyorlar.

Ruh ve akıl sağlığını bozmaya çalışıyorlar. Elini hangi işe atsa kesik kalmasını sağlıyorlar. Bu nedenle Furkan gibi insanların çevresindeki insanlara da musallat oluyorlar. Bu gibi kişilerin, çevresindeki insanlarla sağlıklı iletişim kurmasına, onların arasında yer almasına, onlardan destek alarak dik durmasına ve yükselmesine mani olmaya uğraşıyorlar. Çevresindeki insanlar da ne olduğunu anlayamadıkları bir şekilde Furkan gibi insanları hep ötelemeye, suçlamaya, kınamaya, hor görmeye başlıyorlar. Aslında çok özel imkanlarla eğitilmesi ve sonra milli meselelerde çalıştırılması gereken Furkan gibi insanlar, bir kargo firmasında bile tutunamaz, çalışamaz oluyorlar.

Cinler, Furkan gibi insanların sürekli olarak kendini hor, hakir, kabiliyetsiz, başarısız, işe yaramaz biri olarak görmesini sağlıyorlar. Bunu, uyguladıkları zihin kontrolü teknikleri ile yapıyorlar. Yıllar boyunca bu gibi kontrollere tahammül etmeye çalışan kurbanlar (ki bunlar gerçekten çok ağır duygu krizleridir, ağır bunalımlar ve sarsılmalardır) bir süre sonra tahammül güçlerini kaybedebiliyorlar. Zaten çocukluktan çıkmaya başladıklarında ve işe yarar şeyler yapabilecek olduklarında, bu kişilere cinlerin uyguladığı baskı/kontrol de artırılıyor.

Furkan gibi insanlardan dünyaya çok sayıda geliyor ama bunların çoğu, neler döndüğünden habersiz olarak mağlup oluyor, çıkamıyor, kurtulamıyor ve genç yaşta öldürülüyor ya da yaşasalar da akıl ve ruh sağlıkları bozuluyor. Her şeyden, herkesten geri duruyorlar, böyle olunca daha rahat daha huzurlu olduklarını düşünüyorlar. Çünkü bu kişiler böyle yapınca üzerindeki cin baskısı azaltılıyor. Böylece, tarihe geçmek yerine, sönük hatta acınası hayatlar yaşıyorlar.

Gelecek yaşanmasın, Firavunlar ölmesin, Musalar doğmasın, insanlık huzur ve saadete ermesin, İblis’in sistemi yıkılmasın diye çırpınanlar da biliyorlar ki Firavunlar ölecek, yine her zaman Musalar doğacak, dünya insanlığı İslam’la müşerref olacak, huzur ve saadetle yaşayacak, acılar bitecek, şeytani sistem yıkılacak.

Ve onlar da biliyorlar ki o mesajı Furkan yazmadı, Furkan kendi iradesiyle canına kıymadı.

Ruhu için, el Fatiha!

Mehmet Fahri Sertkaya