Sosyal Doku Vakfı ve Nurettin Yıldız…

Gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan, vatan haini, Türk ve Türkiye düşmanı alçak Nurettin Yıldız’ın Sosyal Doku Vakfı da Ankebut Ağı’na çalışıyor. Yıllardır hain ve dolandırıcı yüzünü gözler önüne serdiğim IHH kadar rezil halde bir sözde vakıf bu… Kurucu heyeti ve mütevelli heyeti, çoğunlukla gizli Ermenilerden, sonra gizli Yahudilerden oluşuyor. Sosyal Doku Vakfına yapılan yardımlar/bağışlar da Ankebut Ağı’na gidiyor.

Sosyal Doku Vakfı Genel Başkanı Yavuz Baysan da gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

Kanlı Mavi Marmara tiyatrosu oynanırken gemideydi. Gerçekten neler döndüğünü, orada kandırdıkları masum insanların öldürüleceğini bilenlerdendi. Gemiye kimlerin bineceği bilgisini önceden İsrail’e verenlerden biri Yavuz Baysan…

MİT’in gizli Ermenilerden ve gizli Yahudilerden oluşan hain kanadı ile sıkı bağları var. MİT’ten çok sık olarak talimatlar alıyor. Yavuz da büyük para vurdu, vuruyor. IHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın gerçek yüzünü, çevirdiği bütün dolapları biliyor ve bir kısmını beraber organize ediyorlar.

Yavuz’un AKPKK ile de arası çok iyi. Bu kadar ihaneti ve dolandırıcılığı AKPKK iktidarda olduğu için yapabiliyorlar. Yavuz’un mafyavari işleri de var. Ticari işlerde önüne engel gördüğü çok kişileri dövdürdü, yaralattı, ailesi ile tehdit etti. Bunları yaparken Bülent Yıldırım’ın etrafındaki it kopuk takımını kullandı. Bülent’in meşhur çetesinin içinde MİT personeli olanlar da var.

Hain Nurettin Yıldız’ın organize suç, terör ve ihanet örgütünün mensuplarından biri olup Sosyal Doku Vakfı’nın önemli adamlarından biri olan Salih Eğridere de bir gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

Yüzeysel bağlantılara sahip, derin bağlantıları yok, kendisinin pek vasfı ve çapı da yok ama şuurlu bir şekilde bu ihanet ve dolandırıcılık çarkının içinde…

Nurettin Yıldız’la, Bülent Yıldırım’la, IHH ile, Sosyal Doku Vakfı ile arası çok iyi olan ve bütün ihanetlerin, suçların içinde olan İzzet Şahin bir gizli Süryanidir.

MİT bağlantısı var. IHH üzerinden yapılan organ işlerinde etkili elemanlardan biri. IHH üzerinden yardım ulaştırılan mağduriyet bölgelerinde saha çalışmaları yapıyor, nereden, kimlerin, nasıl kaçırılabileceğini planlıyor.

Haydi, durmayın! Bu yayınları, isimleri geçenlere her yoldan sorun. Karşılarına çıkarak, katıldıkları faaliyetlere giderek de sorun. Çıktılarını alın ve en yakın Emniyet müdürlüklerine, savcılıklara ihbar edin. Suç duyurusunda bulunun. CİMER’e de yazın. Yalanım varsa beni meydan yerde assınlar. Yalanım yoksa bunları toplayıp assınlar. İkisini de yapmayan adli ve idari yetkilileri çok yakında biz meydan yerde toplayıp asacağız.

Sosyal Doku Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Beşir de bir gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

IHH çetesi ile de arası iyi. IHH ile organ işinde paslaşan kişilerden biri. En çok PKK ile paslaşıyor ama Nusra, IŞİD ve türevi terör örgütleri ile de paslaşıyor. Organ işini zaten bu terör örgütleri ile beraber çeviriyorlar. Salih Beşir, organ işinin beyin takımından, bütün işi tepeden organize eden ekipten bir kişi.

Mehmet Fahri Sertkaya

Türkiye, Türk/İslam düşmanlarının Truva atı olan Nurettin Yıldız’ı derhal tutuklamalıdır.

Nurettin Yıldız, sonradan İslam’ı tercih eden Ermeni Hırstiyanların soyundan geliyor. Bunlar gerçekten Müslüman olmuş Ermeni kardeşlerimiz ama her devirde olduğu gibi böyle sonradan Müslüman olanların bir kısmı geçmişini öğrendikçe tekrar Hıristiyanlığa dönüyor. İşte Nurettin Yıldız da onlardan biri… İlk gençlik yıllarına kadar aile ve akraba ortamında gerçek bir Müslüman gibi büyüdü ve kendini Müslüman bildi. Sonradan din değiştirdiğini arkadaş çevresinden bazılarına kendi ağzı ile anlattı. Buna rağmen haince bir tavırla yol alıyor ve bu gerçeği kimseye açıklamadan Müslümanlara tuzaklar kuruyor.

Trabzon’da ve bütünüyle Karadeniz bölgesinde bu hal sık görülüyor. Çok dindar Müslüman ailelerden, hacı-hoca soyundan geliyor görünen ve aralarından bir kısmı hala samimiyetle Müslüman kalmış ama bir kısmı Hıristiyanlığa gizlice geri dönmüş Ermenilerden ve Rumlardan çok var. Soy adı İmamoğlu ama İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da bunlardan birisi ve bir gizli Ermeni, gizli Hıristiyan…

Nurettin Yıldız, ilahiyat fakültesinde okuduğu zaman misyoner teşkilatına dahil oldu ve o zamandan beri Ankebut Ağı’na bağlı misyoner teşkilatı tarafından korunuyor, kollanıyor, yükseltiliyor. Son zamanlarda Türk Guguk sistemi bu alçak, münafık, vatan ve din düşmanı haini zaten el üstünde tutuyor. Adeta dokunan yanıyor. Hatta gerçek sahibi CIA olan Amerikan sosyal ağlarında da himaye ediliyor, kollanıyor. Nurettin Yıldız, engel tanımadan yükseldi, güçlendi ve bin türlü suça bulaştığı ispat edildiği halde hala güçlü ve tesirli olması için devlet gücü de su-i istimal edilerek mücadele veriliyor. Nurettin Yıldız ve çevresinde toplanmış gizli kimlikli hainler, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit ediyor.

Bkz: Osman Nuri Topbaş ve Kadir Mısıroğlu

“İslam alimi kılığına girmiş gizli Hristiyan ve Mason Osman Nuri, kendisine atılan mailleri gördü ve cevap vermedi.

Kadir Mısıroğlu’na da çok sayıda kişi mail attı ama o da cevap vermedi. O zaten kendini şartlandırmış, ismimin geçtiği ya da bir şekilde bana bağlanan her meselede dikkat çekici şekilde susuyor ve asla kimse onu konuşturamıyor.(20.02.2019-20:22″

Daha önce gizli bir Hıristiyan Misyoner olduğunu ifşa ettiğim Osman Nuri Topbaş’la, Sabetaycı kökenden geldiğini ama bunu kabullenmek istemediğini ifşa ettiğim Kadir Mısıroğlu’nun gençlik yıllarında beraberce yol aldığını ve Müslüman milleti aldattıklarını yazmıştım. Aynı şekilde Kadir Mısıroğlu ile Nurettin Yıldız’ın da gençlik dönemlerinde yolları kesişti. Sıkı arkadaşlıkları oldu. İşte o zamandan beri birbirlerinin gerçek dinini, inancını, niyetini, kimliklerini biliyorlar. Bu Telegram grubunda arama özelliği var. Arama kısmına “Topbaş” yazıp aratırsanız, önceki yazılarımı bulabilirsiniz. Bu yazıların Osman Nuri Topbaş ile Kadir Mısıroğlu’na sorulması ve üzerlerine gidilmesi için çok kişiyi teşvik etmiştim. İkisi de ısrarlı şekilde susup durmuştu. Hiçbir yalanlama yapamamışlar ve hukuk yoluna da gidememişlerdi. Bu hususta ve temas ettiğim diğer hususlarda Mısıroğlu’nun üzerindeki baskılar artınca… Ben her meselenin gerçeğini anlatıp da Kadir yüzlerce konuda milleti eskisi gibi rahatça kandıramayınca… Her konuştuğuna “İyi de üstad, bu hususta Akademi Dergisi yıllardır şunları şunları ispat etti” denilip durdukça… Ve son olarak Ankebut Operasyonu, Kadir’in münafıkça bir tarzda savunup durduğu Tayyip’i, çetesini, AKPKK suç örgütünü çöküşe götürdükçe… Kadir Mısıroğlu’nun hareket sahası tıkanmıştı ve Cumartesi sohbetlerini sonlandırmıştı.

İşte BOP’çular için dosya hazırlayıp ABD’ye, CIA’ya sunmuş olan Kadir Mısıroğlu’nun, sürekli Osmanlı ve ehl-i sünnet vurgusu yaptığı halde Nurettin Yıldız gibi bir Vehhabilik/Selefilik savunucusu ve CIA piyonu haini el üstünde tutmasının arka planında bu gerçekler var. İsterseniz hemen şimdi bu paylaşımlarımı da Nurettin Yıldız’a bir şekilde ulaştırın. AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütünün hukuk sistemini oyuncak etmesi sebebi ile üzerimde hukuki sıkıntılar var, sahada rahat hareket edemiyorum ama yine de meydandayım. Hiç değilse bir sesli görüşme yapabiliriz Nurettin Yıldız’la ve saniyesini bile kesmeden paylaşırım görüşmeyi… Herkes dinler, neyin ne olduğunu, kimin kimlerin projesini olduğunu anlar. Zaten 10 dakikaya kalmaz hain, düşman, münafık ve bu nedenle tezatlarla dolu gerçek yüzünü gözler önüne serebilirim.

Nurettin Yıldız’ın Sosyal Doku Vakfı’nın resmi internet sitesinden bir görüntü…

Allah’tan korkan, ihlas sahibi, neyin ne olduğunu anlamaya çalışmış herhangi bir Müslüman kişi, sadece şu görüntüye bakıp bile Yıldız’dan ve çevresinden yüz çevirir. 15 Temmuz’un ne olduğunu dağdaki çoban bile anladı. En somut yüzlerce delil de her yerde… Okumuş, yazmış görünen Nurettin Yıldız mı anlayamamış?

Üstelik vakfın “Sık sorulanlar” bölümünde, hiçbir siyasi parti ve cemaat ile bağı olmadığı yazılı. Yalan, koca bir yalan… Hem AKPKK ile ve içimizdeki İsrail ile göbekten bağlı hem içimizdeki Ermenistan ile bağı var hem de BOP çerçevesinde Türkiye’de de yayılması istenen Vehhabi/Selefi cemaati/tarikatı ile bağı var. Bunların da binbir türlü somut ispatı var.

İşte bu tiplerin birbirine tezat binbir türlü şey iddia edip savunmalarının arka planında bu var. Bunların İslam’la bir bağı yok. Haince niyetler içindeler ve mümkün olduğunca belli etmeden, tezat görüntüler oluşturmadan, bir oldu bitti ile milyonlarca Müslümanı hem dolandırmak hem de itikaden dönüştürmek ve imanı çaldığı gibi elindeki vatanını bile elinden almak gayretindeler.

Yıllardır Nurettin Yıldız’a dair sert yazılar yazıyorum. Çok güçlü basın ve medya kuruluşlarını bile hemen dava ettiği halde beni es geçiip duruyor, dava edemiyor. Üstelik yazdıklarım ses getirdikçe kendisine soruldu, hiçbir şeye kale alınır bir izah getiremiyor.



Kulağıma sağlam kaynaklardan gelenleri yazayım. Onca tenkide, somut ispatlı cehaletine, aldatıcılığına izahat yapmak yerine verdiği cevaplar bakın şu şekilde:

  • Yahu bırakın şunu, kendi cemaatinden bile kovulmuş biri. Süleymancılarla da hiçbir bağlantısı yok.
  • Yalancının teki, kale almayın.
  • Kendini kaf dağında görüyor ama bir şey bildiği, bir şeyden anladığı yok.
  • Raporu varmış, şizofrenmiş..

Bin kere TC kimlik numaramı verdim ve “Cemaatim beni dava falan etmedi. Raporum da yok. Bu gibi iftiraları dikkate almayın. İşte TC kimlik numaramdan bir avukat bile birkaç dakikada bunu soruşturup doğrulayabilir” deyip durduğum halde, karşımda çok zor duruma düşen bütün münafıkların yaptığını bu münafık Nurettin Yıldız da yaptı. Hatta şimdilerde Oda TV’deki gizli Ermeniler deşifre ettim de bu kadar yıldır takip ettikleri halde ve sicilime de baktıkları halde, onlar bile çaresizce “Bırakın şu deliyi” şeklinde karşılıklar verdiler, yazdıklarımı kendilerine soranlara…

Bu haini kimler koruyor, destekliyor, varlıkta tutuyor?

Şu Nurettin Yıldız, ne tarih biliyor, ne lisan biliyor, ne fıkıh biliyor, ne akaid biliyor, ne tefsir biliyor, ne dünyayı ve siyasetini biliyor ama istediği her konuda atıp tutuyordu. Kocaman bir Osmanlı devletini ve yanlarında ilimde, hikmette zerre misali kalacağı padişahlarını yerden yere vuruyordu. Hem bilmiyordu, bomboştu hem de doğru öğrenebildiği çok sayıda mevzuda kasten Müslümanları kandırıyordu. Ben çıkıp somut şekilde bunları gözler önüne serince “Yahu şu kadarını da bilmez mi bir insan? Şu kendini gösterdiği yere, kendini koyduğu kefeye bir bakın, şu yazdığına, şu konuştuğuna bir bakın? Açıkça belli bunun art niyetli ve aldatıcı olduğu… Bu kadarı hata ile yapılamaz.” dedikçe, mümkün olduğunca uzak duruyor ve görmezden geliyordu. Çok sıkışınca da yukarıdaki gibi cümleler kuruyordu. Bu, alçaklık, aldatıcılık, yalancılık, müfterilik, şahsiyetsizlik, hainlik değilse, nedir? Böyle bir hain insan şeytanını Türk Guguk sisteminde korumaya alanlar ve onun için Guguk Sistemi yolu ile muhaliflerini silenler kimlerdir?

Mehmet Fahri Sertkaya