Kurtlar Vadisi Pusu şaşırtmaya devam ediyor. Vadi’ye neler oluyor

Kurtlar Vadisi Pusu şaşırtmaya devam ediyor. Vadi’ye neler oluyor

Utanır insan biraz yahu!

– Bölgede dik durabilen tek ülke Türkiye imiş…

– Türkiye’nin bölgesel güç olmasına Tapınakçılar(Siyonistler) dolayısıyla ABD mani olmak istiyormuş…

– İsrail ile Türkiye çok fena kapışıyormuş…

– Bölgedeki bütün mazlumların tek ümidi Türkiye imiş…

Tırııı.. Vırıı…

Kurtlar Vadisinin senaristleri, dizi kahramanlarının ağzından bu anlattıklarına, kendileri inanıyorlar mı?

– Bütün kara, hava, deniz üslerimiz ABD-İsrail ve müttefiklerine sonuna kadar açık… İstedikleri gibi at koşturuyorlar. Ordumuzun yarısı, ABD ve İsrail menfaatleri gereği en az 4 senedir sınır bölgemize kaydırılıp duruyor. 

– İsrail’in güvenliğini sağlamak amacı ile NATO kılıfı ile her yere füzeler yerleştirildi. Başlarında da çeşitli ülkelerin ordularından kripto Yahudiler mevcut.

– NATO kılıfı ile yapılan Haçlı seferlerine İzmir’i merkez üs yaptık. Etraftaki cümle Müslüman milletler ah ediyorlar. Hristiyan Putin bile “Bu bir haçlı seferini andırıyor” dedi.. Gerek yoktu zaten Bush bütün bu oyunlara başlanırken “Bu bir haçlı seferidir.” demişti. 

– Suriye’yi değil, ondan önce Tunus, Libya ve Mısır’ı da biz karıştırdık. Buraları karıştıran ekipler CIA ve MOSSAD tarafından bizim ülkemizde yetiştirildi. 

– Suriye’de hiç bir sorun yoktu. AKP bile Suriye ile ortak bakanlar kurulu yaptı. “Kardeşim Esad” deniliyordu. Sonra bizim ülkemizde konuşlanan CIA ve MOSSAD kontrolündeki Vehhabi el Kaide teröristleri karıştırdı Suriye’yi.. Katliamlar yapıp Esad’ın ve Ordunun üzerine attı. Bin türlü yalanları, sahtekarlıkları ve katliamları ispat edildi. Nihayet bazılarını kendileri de itiraf etmek zorunda kaldılar. Son kimyasal saldırı da muhaliflerin işiydi ve o da ellerinde patladı. ABD bile dün “Esad’ın yaptığına dair delil yok” demek zorunda kaldı. 

– Üçüncü dünya savaşı çoktan çıktı. Saflar çoktan belirdi. Türkiye en baştan AKP’nin ihaneti ile ABD ve İsrail safına sokuldu ama Kurtlar Vadisi bizi Amerika ve İsrail ile mücadele ettiğimize inandırmaya çalışıyor. 

-Filistin’in kurtarıcısı gibi ekranlara oynuyorlar ama AKP şakşakçısı Siyonist medya, Filistin’in her yerinde İran’a teşekkür bilboardları dolu olduğunu, Filistinlilerin Suriye’den yana olduğunu anlatmıyor. 

– Bu yeni bölümde bile Vadi, Esad’ı mezhepsel baskı yapıyormuş gibi gösteriyor ama Suriye’deki neredeyse bütün Sünni aşiretler, hiç bir baskı olmadan Esad’tan yana saf tuttular. Suriye’deki Sünni alimleri bile Esad değil Vehhabi canavarları katlettiler. (Bknz: Said Ramazan el Buti)

– Nüfusunun %74’ü Sünni olan Suriye’yi tamamen Alevi-Nusayri gibi gösteren Vadi senaristleri, Muhaliflerin vehhabiliğine hiç vurgu yapmıyorlar. En azından muhalif teröristlerin uyguladığı muta nikahını bu millete anlatsalar, millet muhalifleri desteklemeyi geçtik, gider kafasına sıkar. 

– Bölgedeki bütün mazlumlar şok halindeler ve Türkiye’ye sitem ediyorlar. “Nasıl olur?” Diyorlar. “Bin sene Müslümanlar ağabeylik yapmış bu Türk milletini kim bu hale getirdi?” diyorlar.

Kitap hacminde bilgi ve ispat ile cevap verilebilir ama gereği yok. Zaten siz de neyin ne olduğunu biliyorsunuz. 

Endişelerim her bölümde daha da artıyor. Kurtlar vadisi 2004 yılında tuşuna resmen basılan ama çok daha önceden alt yapısı hazırlanan “Ilımlı İslam idaresine dönüştürülerek Türkiye’nin; askeri müdahaleler ile gerçekleştirilemeyen BOP’un taktik hareketlerle gerçekleştirilmesi kapsamında kullanılması ve bölgenin yeniden düzenlenmesi, Türklerin ucuz asker yapılması, stratejik konumunun kullanılması” projesinin bir parçası mı? ABD ve İsrail ortak yapımı Yeni Osmanlı projesinin medya ayaklarından biri mi Vadi? Bu yüzden mi çıktığı ilk zamanlardan beri, ABD’den, İsrail’den, Masonlardan, Siyonsitlerden, Tapınakçılardan, Evanjelistlerden, içimizdeki İsrail’den, Sabetayistlerden gerektiği kadar tepki almadı Kurtlar Vadisi? Bu yüzden mi Necati Şaşmaz’ın zikirde çekilmiş fotosunu haber yapan Hürriyet Gazetesinin tecrübeli ve eski muhabiri iki gün sonra emekli edildi?

Bu yüzden mi Vadi’yi Şaşmaz kardeşlere devir ederken “Benim sinema projelerim var. Hollywood ile ortak altı sinema filmi çekeceğim.” dedi Osman Sınav? Ya da durun durun, Kurtlar Vadisi Irak da Hollyywood ile ortak yapım mıydı yoksa? ABD ve İsrail düşmanlığı artırılmış bir Türk milletinin “Yeniden Osmanlı” olduğunu zan ederek bölgedeki cehenneme çekilmesi ama Kore savaşında olduğu gibi ucuz hatta bedava asker olması mı sağlanmak istendi?

Siz hala anlamadınız mı başımıza niye çuval geçirildiğini? 

ABD’nin ve Gladio’nun onlarca yıldır Türkiye’de kullandığı isimlerin ve yapılanmaların bir dizi ile deşifre edilmesi, halkın gözünün açılması, ABD-İsrail ortak projesi “Yeni Osmanlı”nın önünün de açılması anlamına gelir mi? Bu yapılanmaların ayak bağı olmasını engeller mi?

Seksenlerin başından beri Armagedon’u yaşamak, Ortadoğuyu yeniden düzenlemek ve Büyük İsrail Devletini kurmak isteyen ama askeri ve stratejik gücünün yetersiz olduğunu gören dünya Yahudiliği, siyonistler, yine mi bizi dolmuşa bindirdiler?

İkinci dünya savaşı öncesi dünyanın pek çok yerinde Yahudi karşıtlığını da Yahudiler yükseltmediler mi? Ama savaşın sonunda İsrail resmen kurulmadı mı?

Erbakan’a gününü gösteren, onu Ankara’nın iki sokağında ışıkları söndürüp bir kaç mahalle kadını ile tencere tava çalıp iktidardan indiren basın ve sanayiciler, Akp ve Vadi karşısında biraz tuhaf hareket etmediler mi?

Kurtlar Vadisi ile milli ve manevi değerleri yükselttikten sonra, bunu ABD ve İsrail menfaatlerine sevk etmeye mi geldi sıra?

Ya da en iyi ihtimalle Vadi yapımcıları ve senaristleri arasında farklı yapılanmalar, guruplar ve tersten koşanlar mı var?

Senaristler ve yapımcılar cevap haklarını kullanmalı, bu milleti şüpheler içinde bırakmamalı…

Aklı başında, ilim sahibi  ve dindar insanlar olan senaristler, nasıl olur da gerçekleri bu kadar saptırabilirler.

Mehmet Fahri Sertkaya|Akademi Dergisi

Uzayda hayat var. UFO’lar gerçek. Mars’tan geliyorlar ve Müslümanlar

(…) Marslıların dünyaya geldiği kesin. Bu hususta binlerce somut ve gerçek delil mevcut. Hatta bundan üç bin ya da beş bin sene önce de dünyaya geldikleri de KESİN. Bunu da İslam alimleri söylediği gibi, günümüz bilim adamları da son yıllarda yaptıkları keşiflerle bunun gerçek olduğu sonucuna vardılar. Dünya kamuoyu bize doğru yansıtılmıyor. Mesela Japonların çok kıymet verdiği pek çok bilim adamları uzayda hayatın olduğuna ve dönem dönem bunların dünyaya geldiğine inanıyorlar. Mimar Sinan’ın, hele Piri Reis’in mutlaka ama mutlaka dünya dışı varlıklarla ve teknolojilerle iletişim kurduğuna inanıyorlar. 

➥ “Yoksa o haritayı, uçamadan kim nasıl bu derece doğru olarak çizebilir” diyorlar. Mimar Sinan’ın yaptığı matematik hesaplarını ancak bir PC’nin yapabileceğine inanıyorlar ve o tarihlerde bazı istisna insanların dünya dışı teknolojileri kullandığını iddia ediyorlar ki bence de bu böyle.

Geçenlerce bir mağarada bulunan 3 bin senelik çizimlerde UFO, uzay mekiği, astronot kıyafetli çizimler, denizaltı ve helikopter çizimleri bulundu. Bunlar nette aratınca hemen çıkıyor. Bundan yaklaşık üç bin sene önce dünya üzerinde, şu anda olduğundan çok daha ileri teknoloji vardı ve o devrin bazı insanları dünya dışı medeniyetlerle iletişim halindeydiler. O güneş sisteminin haritasını oraya buraya çizenler hayallerinden çizmediler. Bu bilgileri net olarak biliyorlardı.Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri, onların yani Mars’taki mü’minlerin dünyaya müdahale etmesine ilahi bir yasak olduğunu, onların buradaki ehl-i küfrü hiç zorlanmadan yıkıp geçebileceklerini, ama bunun dünyadaki Müslümanların “imtihan”ını bozacağını bunun da ilahi iradeye ters olduğunu ve dünyadaki Müslümanlar dünya çapında küfrü ezip yıkınca, oradakilerin buraya geleceklerini söylemiştir. Çok daha fazlasını, daha ilginç bilgileri de söylemiştir.

Ayrıca onların ve diğer bütün alemlerin son peygamberinin bizim peygamberimiz hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) olduğunu da, onların ve diğer bütün alemlerin son mürşid-i kamilinin bizim son mürşid-i kamilimiz olduğunu, yani kendisi olduğunu da açıkça ifade etmiştir.

Avam bunu kabullenemeyecektir ama ben yazmakta bir beis görmüyorum. En azından “Yıllar önce bize söylenmişti de biz inanmamıştık” derler. Süleyman Efendi’nin talebelerinden Mars’a giden, oradaki Mü’minlere sohbet veren bile olmuştur. Bu zat, geldiğinde bu gerçekleri buradaki talebelerine de anlatmış ve oradaki Müslümanların boyca kısa, bizim çocuklarımız gibi olduğunu, vücutlarında hiç ama hiç kıl olmadığını, saçlarının ve kaşlarının bile olmadığını, gayet medeni olduklarını (vahşi olmadıklarını) anlatmıştır. Bunu 1970’lerde bu zat anlatmıştır. 
1994’te dünya basınına – kamuoyuna düşen “Uzaylılara otopsi” ismi ile anılan videoda görülen de aynen bu zatın anlattığı gibidir. Bu videoda 1947’de New Mexico’ya düşen bir UFO’da bulunan Marslılara otopsi yapılmaktadır. Bu video 1994’te bütün dünya kanallarına düşünce Kodak bunu incelemiş ve “Montaj değil. Gerçek bir görüntü” demiştir. Buradaki otopsi sırasında olaylara şahit olan ABD’li askeri yetkili de 2007’de vefat etmeden önce, vefatından sonra açılması için el yazısı ile mektup bırakmış ve bu UFO kazası olayının da otopsi görüntülerinin de gerçek olduğunu ABD nin gerçekleri gizlediğini açıkça yazmıştır. ABD’nin teknolojide, özellikle elektronik teknolojisindeki akıl almaz sıçramasının arkasında da bu sır vardır.

Şu anda yaşayan, NASA astronotu ve ayda yürüyen astronotlardan biri olan Edger Micthell’de;
➥ “Biz dünya dışında yaşam olduğunu net olarak gördük.O uzaylı resimleri ve videoları gerçek. Nasa bunu gizliyor” diye dünyanın çeşitli yerlerindeki konferanslarda tekrar tekrar açıklama yaptı.

Mevzu yazarak değil konuşarak bile bir kaç haftamızı alacak kadar geniş. Şimdilik bunlar bilinsin. İsteyenler araştırsınlar.

Detaylı bilgi için bakınız.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

 NOT : Bir takipçimize, sorusu üzerine sayfamızda verdiğimiz kısa cevaptır.****
Yukarıda yazdıklarımın ispatı niteliğinde somut bilgiler de mevcuttur. Resimlerin üzerine tıklayarak ilgili yayınlara erişebilirsiniz.

http://www.spaceexplorer.tv/2014/09/space-explorer-uzay-ve-havacilik-merih-mars-a-nasil-kacirildim-ucan-kure-emekli-binbasi-ali-ali-kocaer-marslilar-musluman-mi-mars-ta-hayat-insanlar-var-mi.html

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi